EMEĞİN SANATI E-DERGİ 8. YAŞINA GİRERKEN 01.12.2013 TARİHLİ 151. SAYI YAYINDA:
http://issuu.com/emeginsanati-dergi/docs/eme____n_sanati-151.docx?e=9904523%2F5842060
Emeğin Sanatı, sizlerin katklı ve desteğiyle 8. yaşiına girdi. 151 sayıdır sizinle her ayın 1’inde ve 15’inde olmayı sürdürdü.
Gerek kimi dostlardan gelen dilekler, gerekse zamanı verimli kullanabilmek adına, artık Emeğin Sanatı sizlere yeni formatıyla ayda bir ulaşacak. Bu biraz da kendi açımdan bir gereklilikti...
Gündeme döndüğümüzde giderek kesifleşen AKP faşizmi, daha önce çekingen durduğu alanlara da elini atmaktan çekinmiyor artık. Bütün bireysel ve genel alanları kendi doldurma çabasında...
Bu amaçla sürekli manmevra üzerine manevra yapıyor. Karşısında dik durmayı başaran Kürt dinamiğinibn rolünü küçültebilme çabasıyla Kürt ulusunun egemenleri, ve feodalleriyle işbirliği peşinde koşuyor. Bu çabalarını burjuva basını parlatarak vermeyi sürdürüyor.
Bizim cenahta ise, her ağızdan bir ses çıkmaya devam ediyor ama nedense bu sesleri bir koro düzeninde çıkartmayı başaramadık hâlâ... Kürt dinamiği üzerine Türkiye solunu inşa etmek adına kuırulan HDP’ye kurucularından bile kaygılı eleştiriler yöneliyor. Diğer cenahta sol cephe arayışları öne çıkıyor. Bu “sol cephe” kavramı birliği beceremeyen sol örgüt ler için tek çözüm yolu olarak görünüyor.
Kimileri de var ki, elini taşın altına koymadan, bir devrimci örgütün sıra neferi olarak mücadeleye katılmak yerine lafazanlık yapmayı tercih ediyorlar.
Sanat cenahına baktığımızda giderek bir uyanışın sürdüğünü söylemek yalan olmaz. Yükselen faşizme karşı, tüm sanatçılar tek tek ya da b irleşerek bir şeyler yapma, üretme, yaratma çabasında... Eksik olan ise plastik, müzik, tiyatro, edebiyat vb. sanatçıların birlikte gür bür koro oluşturamaması. Bizim amacımız ve sürekli işleyeceğimiz en önemli konu, bu cılız seslerimizi faşizme karşı gür bir koroda bir araya getirebilmek... Elbette bu çaba, bizim boyutlarımız aşsa da, belki diklkatleri çekebilir, çekebilmeli de...
Dört yıl önce yitirdiğimiz ÜNSAL OSKAY bir yazısında şiöyle diyordu: “Sanatın başkaldırıcılığı, her zaman bir azınlığın işi olmuştur. Belki çok inatçı, kendisini sistemin boyunduruğuna koşarken çok daha derinden acı duyan az sayıdaki insanın işi.”
Artık daha çok sanatçının sanatın başkaldıran gücünün kullanabilmesinin zamanıdır. Sergiler kapatılırken, sanat yapıtları sansürlenirken bu bir gerekliliktir artık, gereklilikten de öte...
EMEĞİN SANATI E-DERGİNİN BU SAYISINDA YER ALAN ŞAİR VE YAZARLAR VE ESERLERİ
ABDULLAH KARABAĞ: Kürtçe'den Türkçe'ye Savdeyişler
ADNAN DURMAZ: Güz Dökümü
AHMET TAHSİN ÇINAR: Adı Üstünde
BEKİR KOÇAK: Kin Ve Öfke
BÜLENT AYDINEL: Tıraş Olmuş Bir Ölüyle Selamlaşır Mı Bir Kent
CEM EREN: Ethem Sarısülük Anısına...
ERCAN CENGİZ: Patoz
HALDUN HAKMAN: Mevcut İktidarın Şifresi – Kendini Aydın Hissedenlere Açık Mektup...!
HASİBE AYTEN: Tuncel Kurtiz İçin
İSA TEKİN: Anılarımda Solar
LÜTFİYE BOZDAĞ: Madımak Otelinde Yakılan Özgür Düşünce Ve İnsanlık Onurunu “Unutmamak”
MELİH COŞKUN: Kış Geçmeden Yeşermez Bahar
NİSA LEYLA: Şairler Akrabam Olur
NECİP TIRPAN:Özlem
ÖZER GENÇ: De Hali
TAN DOĞAN: Dizelerin Dili
VEDAT KOPARAN: Sağılım
YAŞAR DOĞAN: Ah Tvisti
ALİ ZİYA ÇAMUR:Emeğin Sanatı’ndan 151. Merhaba
EMEĞİN SANATI E-DERGİ'yi aşağıdaki adreste okuyabilirsiniz:
http://issuu.com/emeginsanati-dergi/docs/eme____n_sanati-151.docx?e=9904523%2F5842060