Emeğin Sanatı E-Dergi 169. Sayı Yeni Kanalında

1 Nisan 2014 Salı

EMEĞİN SANATI'NDAN 155. MERHABA

EMEĞİN SANATI E-DERGİ 1 NİSAN 2014 SAYILI 155. SAYI YAYINDA:



E-DERGİ ULAŞIM ADRESİ:
http://issuu.com/emeginsanati-dergi/docs/155._sayi_eme____n_sanati_e-derg___?e=9904523%2F7305965


ABDULLAH ORAL: Umuda Yolculuk (şiir)
ADİL OKAY:Aşk Ateş ve Su(öykü)
ADNAN DURMAZ:Hayır Hayır Hayır!... (şiir)
ALİ ZİYA ÇAMUR:Tünel(şiir)
ASIM GÖNEN: Ölüler Yas Tutmaz(şiir)
BEKİR KOÇAK:Ateş Söndü Külü Kaldı (şiir)
BURCU TÜRKER: Haykırış (şiir)
BÜLENT AYDINEL:Aşk Sosyalisttir-3 (şiir)
ERCAN CENGİZ: Usta /Ostayre (şiir)
HALDUN HAKMAN: Che ve Ümidim (şiir)
HAMZA İNCE: Çocuk (şiir)
HIDIR KARAKUŞ: Ey Can (şiir)
LÜTFİYE BOZDAĞ: Orantısız İktidar İlişkileri (makale)
MERİÇ AYDIN: Hiçbir Şeyi Olmayanın Aradığı (şiir)
MURAT ÖZGÖL:Kayıp Masal (şiir)
NECİP TIRPAN: Haber Salın (şiir)
NECMETTİN YALÇINKAYA: Acı Esintiler (öykü)
NEDİM ELÇİ: Şair Aldatması (şiir)
NİSA LEYLA:Keşke (şiir)
ÖZER GENÇ: Hesapsız (şiir)
SEMA LALE: Kusura Kaya Düşmesin (şiir)
SERKAN ENGİN:Peralı Güzele Gazel (şiir)
SEVDA ZEYNEP KARADAĞ :Kar Davası (şiir)
TAN DOĞAN : Nisan (şiir)
TEMEL DEMİRER:Onlarla Buradayız (makale)
TEMEL KURT:Sanı (şiir)
TURGAY ULU:Mülteci Yürüyüşünden Tanıklıklar-XXIV (anı-röportaj)
VİLDAN SEVİL:Ey Kadınlar ve Erkekler!... (makale)
YAŞAR DOĞAN:Hoşça Kal Küllerim

KONUKLAR:
PAUL ZECH
ALEKSANDR BLOK
ANTAL HİDAS 


Merhaba,
Bir yolsuzluk, hırsızlık, yalan, nefret, tape, kase ve cinayet fırtınası içinde ve savaş kışkırtıcılığı ile birlikte seçimlere gidiyoruz... Berkin’imizi kaybettik... Silvan’da 10 yaşındaki Mehmet de bu nefret rüzgârı altında ölümden döndü...

Bu manzara içinde, seçimler de o kadar önem taşımıyor artık... Hâlâ “ya şundadır ya bunda” tekerlemesiyle seçimlere devrimci alternatif olmadan girildi... Çünkü hâlâ herkes kendi kafasından ses çıkarma sevdasında. Kitleselleşme dertleri yok.. Solun güçlü olduğu yerlerde üçü beşi ayrı ayrı  aday çıkarma derdindeydi... Burjuvazinin sofrasından küçük küçük paylar koparma telaşındaki particikleri bir yana bırakırsak,  BDP’nin, dolayısıyla Kürt hareketinin omuz desteğiyle yola çıkan HDP, bir alternatif olarak sunuldu ama bir sonuç alamadı.. Tüm sosyalistlerin birliğiyle oluşacak güçlü bir hareket olmadan alternatif oluşturmak olanaksızdı elbette. Bunu onlar da biliyordu ama hepsi küçük burjuva ideolojisinin genel görüntüsü olarak “Benim dediğim doğrudur” dogmasının arkasına sarılmaya meraklı göründü.17 Aralıktan darbe alan AKP ve giderek karikatürize olan liderleri, yolsuzluk ve hırsızlıklarının üstünü kapatabilme telaşındaydı. Ama  tartışmalı ve  sandığa kolluğun müdahalesiyle gelişen seçimlerde yine zaferle çıkabildi.... CHP; elitistlerle, derleme - toplamalarla Büyük kentlerde çok az farkla kaybetse de rüştünü ispat çabasında zayıf kaldı.... MHP de onlardan düşen payın telaşındaydı. BDP Kürdistan’da  kürt halkının nabzını iyi yakalayarak seçimlerde gene büyük başarı gösterdi. 12 Eylülde ağır işkence gören genç bir kız bugün Diyarbakır Belediye Başkanı olmayı başardı...  BDP’nin başarısı bu açıdan da önem taşıyordu...
Şimdi şapkayı öne koyup halkın nabzını yakalayabilmenin, birlikte yenilmez bir güç oluşturabilmenin  yollarını yeniden düşünme zamanıdır!  Artık birbirimizle teori yarıştırmayı bırakıp, “az olsun benim olsun” tavrını terk edip sosyalist solun güç birliğini  oluşturmayı koşullar ve halk dayatıyor... 

Bu gidişat içinde dergimizin 155. sayısını yayına verdik.. Elbet, Berkin’imizin acısını yansıtan ürünlere de yer verdik... Dolu dolu bir dergi sunmaya çalıştık. Elbette eksikliklerimiz de vardır. Ama eksikliklerimizin temel nedeni Emeğin Sanatı’na verilen emeğin okurlarca geriye dönüşünün, yorum ve eleştirinin olmayışıdır... Dileriz giderek bu engeli de birlikte aşılır.

Seçim vaatlerine baktığımızda, sağından soluna, ne sanattan söz eden var, ne edebiyattan... Anlıyoruz ki, burjuva siyasetinde, burjuva belediyeciliğinde sanat sadece bir süs olarak algılanıyor... Sözlerinin arasına birkaç şiir kırıntısı katmaktan çekinmeyenlerin belediyeciliğinde ne sanat var, ne edebiyat var, ne şiir...

Halbuki, edebiyat bir ülke için ciddî bir sorundur. Çünkü sonuç olarak, edebiyat o ülkenin yüzüdür, vitrinidir. Edebiyat, herhangi bir şeyin estetik yoluyla farkına varmak, farkına varılan boyutlarını da estetik yoluyla evrenselleştirebilmektir. Edebiyat, insanın yaşamla yüzleşme biçimlerinden biri değil midir?  Halkın, doğanın, bilincin, uğraşın sesidir edebiyat... Halikarnas Balıkçısı’nın deyişiyle “Edebiyat demek,  birleşmek demektir.”

Ulusları ulus yapan öğelerin başında sanatla edebiyat gelir. Büyük halk kitleleri edebiyat yapıtlarının ışığı altında dünyayı daha aydınlık, daha yaşanmağa değer bulurlar. Edebiyat çeşitli organlarıyla, bağlı bulunduğu toplumu aydınlığa çıkartabilir; uygarlığın temel yapısını kurabilir. Halkı uyandıran tohumlar, edebiyat toprağından filizlenip boy atabilir. Namık Kemal’in vurguladığı gibi, “Edebiyatsız millet, dilsiz insan kabilindendir.”

Yaşadığımız bunca sorunun kökünde siyaset adamlarının yetersizliğinin, kısırlığının,  ileri görüşlü olmayışlarının, halkın söz ve özlemlerine uzak kalışlarının kökeninde bu olgu vardır işte...Son sözü Nermi Uygur’a verelim: “Tok da olsa karın, güdüktür edebiyatsız insan.”


EMEĞİN SANATI

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder