Emeğin Sanatı E-Dergi 169. Sayı Yeni Kanalında
31 Aralık 2014 Çarşamba
15 Aralık 2014 Pazartesi
EMEĞİN SANATI'NDAN 163. MERHABA
EMEĞİN SANATI E-DERGİ 15 ARALIK TARİHLİ 163. SAYI YAYINDA
EMEĞİN SANATI E-DERGİ 163. SAYIYA ULAŞIM LİNKİ:
http://issuu.com/…/163._sayi_eme____n_sanati_e-derg____64…/1
Merhaba,
9. yılımıza girerken yine dolu dolu bir sayıyla karşınızdayız.
Ülke gündeminde ise AKP faşizminin, her türlü gösteriyi terör sayacak yeni yasa tasarıları peşinde olması var. Gerek başbakan, gerek huyunu terk etmeyen cumhurbaşkanı kendi sanata, kültüre, eğitime vandalist saldırılarını doludizgin sürdürürken, gösteri haklarını kullanma çabasındaki kitleler «vandalist» olarak tanımlanarak, yavuz hırsız ev sahibini bastırıyor.
İşçi ölümleri devam ediyor. İşçi direnişler son iki aya damgasına vuran emek olayları oldu. İşçiler, zulüm düzenine karşı hakları için direniyorlar.. Sosyalist harekette de derlenip toparlanma çalışmaları başladı. Dileriz, küçük nedenlerle yine eli boş dönülmez.
Gün geçmiyor ki, adı sol cenahta sayılan, hatta kimi sol etkinliklere de davet edilen bir küçük burjuva sanatçısının devrim idealinde paraya dönmesin. Egemenlere tapınç, kendilerine hak ettiklerinden fazla değer verilen küçük burjuva sanatçılar tarafından fazlasıyla benimsenmeye başladı. Bu belki soldan sevenlerini üzdüyse de bizim için çok beklenmeyen bir şey de değildi.
Bu tür sanatçılar dan çok fazla bir şeyler beklemek de yanlış olurdu.
Devrimci sanatçı kendi maddi çıkarlarından çok hem siyasi hayalleri zenginleştirmeli; hem de özgürlük arzusunu güçlendirmelidir. O'nun sanattaki amacı budur! Onlar; geçimini sağlamak ya da hobi olarak yapıt üretme çabasından oldukça uzaktırlar. Onlar; sanatları ve yapıtlarıyla devrimci bir hayat kurmak çabası içindedirler.
Kimileri inkâr etse de, eleştirse de devrimci sanat, sanatın devrimci gücü her zaman mücadelemizin temel ilkesi olacaktır. Elbette sanatın isterlerini, genel ve özel ilkelerini ihmal etmeden. Bizim gerçekliğimiz, devrimci mücadeleye yeni ivmeler kazandırmak, devrimci umudu öne çıkarmaktır. Sanatta yalnızca bilinç, ve yalnızca devrimci duyarlık tek başına yeterli değildir. Dünyayı, insanca, kardeşçe yaşanacak bir dünya hâline getirmek için savaş vermektir.
Behçet Aysan’ın belirttiği gibi: «Olağanüstü şeyleri yaşamanın gönderine, çok önceleri serüvenciler bayrağı çekmişler. Şiire o gemide yer kalmamıştır. Bir, iki yüzyıldır şiirin bayrağı toplumsal kavgaların burcunda dalgalanıyor.»
Burjuvazi, gerçeklere gittikçe yabancılaşan bir sanat istiyor. Kapitalizm, sanatçının, şairin ekmeğe ekmek, şaraba şarap demesini tehlikeli buluyor. Sanatçı’yı para ve mevki ile satın alarak zombileştiriyor. Zombileşen sanatçı kendisine de sınıfına da düşmanlaşmaya başlıyor.
Biz burjuvazinin yemlerine kaptırmadan kendimizi, zombileşmeden emeğin devrimci mücadelesi için yazmaya, çizmeye devam edeceğiz. Derginin başlangıcında aramızda bulunan Uysal Himmet arkadaşımızın vurguladığı gibi: HER KAVGA BİR ŞAİR, HER SAİR BİR KAVGA BESLEMELİDİR!
EMEĞİN SANATI
ADİL OKAY:Erdal Eren Anısına Saygıyla... (Ş)
ADNAN DURMAZ: İnsanlıktan Çıkış (Ş)
ARZU KÖK: Var mıydı?/ Bir Muhalefet Denemesi (D)
BEKİR KOÇAK:Ustalar ve Özgürlük Şiiri (Ş)
BURCU TÜRKER:Mavi Satırlar (Ş)
BÜLENT AYDINEL:Dem Bu Demdir (Ş)
CEYLAN ŞİMŞEK:Her Şey Bakireydi Körü Körüne(Ş)
EMİN KEŞMER:Kuş(Ş)
ERCAN CENGİZ:Oradaydım(Ş)
GALİP ÖZDEMİR:Gece Sorgusu (Ş)
GÜLEFER CAMBAZ SAVRAN:Çocuk Gelinler (Ö)
HALDUN HAKMAN:Tarih Bilinci (Ş)
HAMZA İNCE:Hazanda Aşk Mektupları-3 (Ş)
HASİBE AYTEN:“Gidersem Çiçeklerin Toprağına..." (Ş)
HIZIR İRFAN ÖNDER:Niçin (Ş)
MERİÇ AYDIN:Güne ve Sana (Ş)
MUAMMER ERTURAN:Boş Ver Be Gılgamış(Ş)
MUHAMMET DEMİR:Kaybediş (Ö)
MUSTAFA DEMİR:Maraş Katliamını Unutma!(M)
NECMETTİN YALÇINKAYA:O Yerlerden Biri (Ö)
NECİP TIRPAN:Git(Ş)
NEDİM ELÇİ:Roboski 2 Mayınlı Sınır(Ş)
NİSA LEYLA:Daha Anlamlı(Ş)
OĞUZ ATEŞOĞLU:Adliye Kabusları (Ş)
SEMA LALE:Ceylan Öldü(Ş)
SERKAN ENGİN:Post Modernist Şiirler(!) Sirki(E)
SİBEL ÖZBUDUN:Popüler Kültüre Eleştirel Bakışlar (M)
TAN DOĞAN:Şâir Derdi(Ş)
TEMEL KURT:Büyü(Ş)
VİLDAN SEVİL:Ölmez Ağaç”ın Katli(R)
YAŞAR DOĞAN:Ey İnsan(Ş)
ALİ ZİYA ÇAMUR: Tasarım-Düzenleme-Yayın/Gecenin Çıkrığında(Ş)
(Ş): Şiir, (Ö): Öykü, (İ): İnceleme, (M): Makale, (D): Deneme, (E): Eleştiri.. (R): Röportaj
16 Kasım 2014 Pazar
EMEĞİN SANATI E-DERGİ 15 KASIM 2014 TARİHLİ 162. SAYISI YAYINDA:
EMEĞİN SANATI'NDAN 162. MERHABA
Dergiye ulaşım adresi:
http://issuu.com/emeginsanati-dergi/docs/162._sayi_eme____n_sanati_e-derg___/
Tüm sayılara ulaşım adresi: issuu.com/emeginsanatıe-dergi
Merhaba,
Bir yanda madenlerde göz göre göre katledilen maden işçileri, bir yanda, mal gibi kamyonlarda taşınırken katledilen tarım işçileri, diğer yanda patronların çıkarları uğruna bir gecede yasalara rağmen kesilen altı bin zeytin ağacı ve ağaçlarına sahip çıkmak için direnirken elleri kelepçelenen, acımasızca dövülen Yırca köylüleri gündeme damgasını vurdu.
Bu sayımızı güz duyarlıklarına ayırmak istiyorduk. Ama olan bitenler bizi gene Türkiye’nin insanı ve insanlığı öteleyen gerçekliğine sürükleyiverdi…
Ülkemizde her alanda insana ve insani olan her şeye hoyratça saldıran iktidar ve iktidarın arkasındaki acımasız güçler, ülkeyi yağmalamaya devam ediyor. Kırmızıya saldıran bir boğa gibi her yeşil gördükleri alanı griye, karaya boyamak için sabırsızca saldırıyorlar…
İktidar ise emekçilere insanca yaşanılacak ücreti hor görürken onların ürettiği artı değeri insafsız bir harcamayla har vurup harman savurmaya devam ediyor..
Bu koşullar altında, edebiyata ve edebiyatçılara önemli görevler düşmektedir. Ahmet Yıldız’ın saptamasıyla «Edebiyat ve sanat bir oyun değildir, yoğun bir şekilde siyaset yüklüdür. Ateşe ve çeliğe, tere ve kana aittir; toplumsal değişimlerin önemli bileşenlerindendir.» Bu nedenle emeğin şair ve yazarları küçük burjuva akımlardan uzak durarak, edebiyatın fildişi kulelerine tırmanmaktan vazgeçerek eserlerini halkı saran karanlığı yırtmak, yığınların nabız vuruşlarını kendi nabzında duymak ve duyurmak için yazmalıdırlar.
Artık bilinmeli ki, çağının tanığı değil, bilinci olmak gerekiyor. Bu yıkım fırtınasına karşı direnci ancak böyle örgütleyebiliriz Yazarın rolü şu ya da bu biçimde yurttaşlarının bilincini arıtmak olmalıdır. Aynı zamanda Temizlemek, aydınlatmak, ağartmak... Ancak bu şekilde iktidar basınından yayılan yalan, iftira, inkâr fırtınasını üstesinden gelebiliriz.. Kitaplarımızı, eserlerimizi satmak, ün ve şan kazanmak için değil okutmak, yaşanılan koyu karanlığı aydınlatmak için, koyu karanlıkta gedikler açabilmek için yazmalı, üretmelidirler…
Yazar, açık yürekli, alçak gönüllü bir öğretmeni olmalıdır. azar, hem öğrencisi hem öğretmeni… Bu bağlamda, Gorki’nin şu sözlerini de aklımızdan çıkarmamalıyız: «Yazar sever ve nefret eder, ama sanat ‘felsefe yapmaz, öğüt vermez’ ve dolayısıyla, eleştiren ve öven; sanatı yaratan değil, ondan sonuç çıkaran kişidir.» Bu anlamıyla yazar ya da şair, yenilgiyi kabul etmeyi reddetmelidir.
Ne güzel belirtir Kerim Korcan: «Yazar umut taşıyan kişidir. Öyle dizmeli ki satırlarını öyle bir mantık örgüsü tutturmalı ki, onu okuyanların boynu bükülmesin, yüzü utançla kızarmasın.» Bu umudu milyonlara da aşılamalı, içlerine hapsedildikleri cehaletin kara duvarlarından kurtarabilmeliyiz. Bu açıdan son sözü Ho Chi Minh ustamıza bırakıyoruz: «Kültürümüzü, dilimiz, sanatsal yaratıcılığımız, isyana dair dizginlenemez coşkumuzla ateşlemeliyiz.»
EMEĞİN SANATI
ADNAN DURMAZ: Yangın Yerinde Kalır (Ş)
AHMET TAHSİN ÇINAR:Anlattığım Sana Sana (Ş)
ALİ FUAT KARAÖZ:Yaşar Kemal’in Sanat Anlayışı (M)
ARZU KÖK:Hümanist Gelenek (D)
ASIM GÖNEN:Bu Gece Yok O (Ş) /Güneş Balçıkla Sıvanmaz (E)
BEKİR KOÇAK:Kanıyor Kara zeytin (Ş)
BURCU TÜRKER:Gözlerimiz Meşale (Ş)
BÜLENT AYDINEL:Paramparça Doğanların Beşiğini özgürlükten yontuyoruz (Ş)
ERCAN CENGİZ:Kuş Bakışı (Ş)
HALDUN HAKMAN:Hayatımın Sürüngenleri (Ş)
HAMZA İNCE:Şerna (Ş)
İRFAN SARİ:Bir Daha Kobanî İçin (Ş)
MERİÇ AYDIN:Çocukluk (Ş)
MUAMMER ERTURAN:İsyan Gene İsyan (Ş)
MUHAMMET DEMİR:Mazi-Işıklı Yol (Ö)
MUSTAFA DEMİR:Zahit Atam’ın 'Türkiyenin Ruhu Direnmenin Trajedisi' Romanı Üzerine (E)
NECİP TIRPAN:Değişir Devran (Ş)
NECMETTİN YALÇINKAYA:Kısır Döngü (Ö)
NEDİM ELÇİ:Sarhoş Felsefesi (Ş)
ÖZER GENÇ: Resim (Ş)
SAYMAN ARUZ: Ben Deli miyim? (Ö)
SEMA LALE: Ah Firuzan (Ş)
SERKAN ENGİN:Şiir Haini (Ş)
SERVET BAŞÇI:Nehirler (Ş)
TAN DOĞAN:K o b a n i (Ş)
TEMEL KURT:Barışa (Ş)
VİLDAN SEVİL:Bir Aşkı, Bir Şiiri Hissetmek ve Anlamak (İ)
YAVUZ AKÖZEL:Ellerim Her Şeyi Yaşadı (Ö)
KONUKLAR:
KSUAN DİEU: Kavalın Türküsü
NONG KWOK CHAN: Körün Sazı
DENİSE LEVERTOV: Nasıllar? (Sorular Ve Yanıtlar)
HASAN HÜSEYİN:İnsan mı Bunlar
(Ş): ŞİİR, (M): MAKALE, (D):DENEME, (E):ELEŞTİRİ, (Ö):ÖYKÜ, (İ):İNCELEME
Etiketler:
anma,
Çeviri,
deneme,
edebiyat,
emeğin sanatı e-dergi,
etkinlik,
haber,
inceleme,
makale,
öykü,
sanat,
Sosyalist Gerçekçilik,
sosyalizm,
şiir,
yarışma
16 Ekim 2014 Perşembe
EMEĞİN SANATI'NDAN 161. MERHABA
EMEĞİN SANATI E-DERGİ 15 OCAK 2014 TARİHLİ 161. SAYI YAYINDA
http://issuu.com/…/docs/161._sayi_eme____n_sanati_e-derg__/1
(İSSUU.COM'A KONAN SANSÜR KALKTIĞINDAN DOĞRUDAN İSSUU.COM'DAN DERGİYİ AÇABİLİRSİNİZ)
Merhaba,
Ülkemiz ve dünya yoğun bir karmaşa içinde… Emek sermaye arasındaki çelişkiler keskinleşirken, ezilen halkların; emperyalistler tarafından üzerlerine salınan yoz çetelere karşı direnişi yeni bir devrimin kızıl şafağını gösteriyor…
Rojava’da oluşturulan bu devrim, şimdi ülkemizdeki faşist diktatör ve ABD emperyalizmi tarafından boğulmak isteniyor. Kobanî’de IŞİD gerici-faşist çetelerine karşı bir onur mücadelesi veren halk, özgürleşmesini boğmak isteyenlere karşı, kadın-erkek omuz omuza kahramanca direnerek Kürt halkının atasözü, 'Şêr şêre; çi jine, çi mêre'(Aslan aslandır ha erkek ha dişi) Kobanî’de tam anlamıyla hayata geçiyor.
Bizim sanatımız, elbette bu direnişe seyirci kalmayacaktır. Bu sayımızda, bu konuya ağırlık verdik. Elbette bizim anladığımız sosyalist gerçekçilik, dünyayı durağan olarak değil, tarihî gelişimi içinde görür; bunun sonucu olarak bugünkü durumu mutlak kabul etmez, tam tersine yarının bir nedeni, bir başlangıcı olarak kabul eder, öyle yansıtır.
Başka bir deyişle, emeğin sanatı, Devrimci sanat, var olanı zamanın akışı içinde çatışa değişe evrimleşmekteki niteliklerini çelişkileriyle yakalama çabası içindedir.
İsmail Mert Başat, peşinde olduğumuz sosyalist gerçekçiliğin yönünü şöyle ortaya koyuyor:
«Toplumcu gerçekçiliği unutturulduğu/kaybettirildiği yerde değil, o büyük birikimi bugünün somutunda dönüştürerek yalan perdesinin gerçek ile yanıtlayıp-yırtan, üzerimize kapatılan kapanı göğüslemek üzere ciğerlerimizi genişleten, teyit ve itaati dirence dönüştüren, dayatılana başkaldırmayı kelimelerde değil zihinselde dokuyan bir hayatiyetin içinde yeniden kurarak var kılabiliriz.»
Sanat ve kültür, yaşamda güzelle ilişkiyi bir içsel gereklilik ve gereksinmeye dönüştürerek, bilincin, güzellik yasalarına göre değişmesi ve gelişmesi yönünde işleyecek, yarınlar adına, doğrunun arılığı uğruna mücadele verecektir.
Bir anlamda da sanat dünyanın değişebileceğini göstermeli, değişmesine yardım edebilmelidir. Ancak, Sanatın yoğun ve gerçek bir yaşantıdan doğması yetmez, ayrıca kurulması, nesnel bir biçim alması da gerekir.
Son sözümüzü Van Gogh’a verelim:
«Politikayla sanat yapılmaz; sanatla politika yapılır.»
EMEĞİN SANATI
ABDULLAH KARABAĞ:Kevok û Zarok / Çocuk ve Güvercin(Ş)
ABDULLAH ORAL:Bir Gün Mutlaka (Ş)
ADNAN DURMAZ:Küflü Ay Şehri (Ş)
ASIM GÖNEN:Bir Duruşa
AZİZ KEMAL HIZIROĞLU:İnsan Neresi (Ş)
BURCU TÜRKER:Olmaz Rengi Ölümün (Ş)
BÜLENT AYDINEL: Biz Geliyoruz (Ş)
ERCAN CENGİZ:Şafağa Çıkan Ülkeyim (Ş)
HAKAN KAYA:Çağrı (Ş)
HALDUN HAKMAN:Ateş ve su (Ş)
HASİBE AYTEN:ON YAŞINDAKİ MUHAMMED’İN ÇIĞLIĞI/SAVAŞA HAYIR (Ş)
İRFAN SARİ:Kobanî İçin (Ş)
MELİH COŞKUN:Ey Zulüm (Ş)
MERİÇ AYDIN: Yaşamak için (Ş)
MUAMMER ERTURAN:Sonsuz Göçün Kanatlarında (Ş)
MUHAMMET DEMİR:Tıpkı Selin Ardında Bıraktığı Kum Gibi(Ö)
MUSTAFA DEMİR: Yılmaz Güney’i Tüm İyiliği, İnceliği ve Sıcaklığıyla Anıyoruz! .. (İ)
NECİP TIRPAN: Ört Ki Ölem (Ş)
NECMETTİN YALÇINKAYA:Yenge (Ö)
NEDİM ELÇİ:Biberon ve Kalaşnikof (Ş)
ÖZER GENÇ:-De Hali (Ş)
SEMA LALE: Ufuk Çizgisi (Ş)
SERKAN ENGİN: Boşanalım Artık Türkiye (Ş)
TAN DOĞAN: İç Kanama (Ş)
TEMEL DEMİRER:Sanatın Devrimcileri, Devrimin Sanatçıları (İ)
TEMEL KURT:Küpeli Şiir (Ş)
VEDAT KOPARAN:Güz Ateşi (Ş)
VİLDAN SEVİL:Savaş… Savaş… Savaş....... (D)
YAŞAR DOĞAN:Güverte(Ş)
YAVUZ AKÖZEL:Gamze’nin Düş’ü (Ö)
ALİ ZİYA ÇAMUR: Yayın, Grafik, Düzenleme
KONUK ŞAİRLER:
JACQUES PREVERT: Kan Türküsü (ÇŞ)
RENE CHAR: Yvonne'a Türkü (ÇŞ)
EUGENE POTTİER: Blanki'ye Ağıt (ÇŞ)
AZİZ KEMAL HIZIROĞLU: İnsan Neresi (Ş)
(Ş) ŞİİR, (Ö) ÖYKÜ, (D) DENEME, (İ) İNCELEME, (ÇŞ) ÇEVİRİ ŞİİR
21 Eylül 2014 Pazar
EMEĞİN SANATI'NDAN 160. MERHABA
EMEĞİN SANATI E-DERGİ 15 EYLÜL TARİHLİ 160. SAYI YAYINDA
Dergimize aşağıdaki linklerden ulaşılabilmektedir. Asıl arşivimizi de taşıyan issuu.com sitesi ülkemizde sansürlü olduğundan, sansürlü siteye ulaşamayanlar için ayrıca joom.ag sitesinden yayınımıza devam ediyoruz:
http://joom.ag/OhRb
http://issuu.com/emeginsanati-dergi/docs/160.sayi_eme____n_sanati_e-derg___1/1
EMEĞİN SANATI'NDAN 160. MERHABA
Merhaba,
Emeğin Sanatı e-dergiyi, iki günlük bir gecikmeyle okurlarımıza sunuyoruz.
İşçi katliamlarının damga vurduğu bir gündem içinde dergiyi hazırladık. Aynı zamanda -her ne kadar savaşın içinde yaşasak da- 1 Eylül Dünya Barış Gününü de kutlama gündemimize aldık..
Edebiyat tartışmaları da eksik olmadı hayatımızdan.
Çok “meşhur” bir şairin, hayata en ufak yankısı düşmeyen bir şiiri üzerine tartışmalar sürüyordu. Biz hayata yankılar taşımayan bir şiirin niteliği üzerinde çok şeyler söylemenin yersizliği üzerinden dururken, dilimizden yansıyan “görüş açısı”, “şiire bakış” gibi terimler üzerine şiirimizin bir başka ağır abisi bizi şu sözlerle azarladı:
-Şiir bir zevktir, bakış ya da görüş değil.
Biz de ona ancak şu sözle yanıt vermeyi uygun gördük:
-Zevkinizle bin yaşayın!
Bizim edebiyat zevkimizi yüzyıl önce A. İ. HERZEN şöyle haykırıyordu:
“Kamusal özgürlüklerden yoksun bir halkın, öfkesinin ve vicdanının haykırışlarını duyurabileceği biricik kürsü edebiyattır”
Özgür, eşit, iç disipline sahip, insiyatif kullanan, tartışan ve sorgulayan, kendine yeterli insanlardan oluşan sınıfsız bir toplum için savaşıyorsak, tüm bunları bugünden yaşayan değerler kılmak bizim sorumluluğumuzdur. Biz, bireysel zevkin dürtüsüyle değil bu sorumlulukla eğiliriz şiire, edebiyata, sanata...
Elbette; bu şiirin, bu edebiyatın, bu sanatın poetik, estetik değerleri de bu sorumlulukla at başı gitmek zorundadır.
Bayram Balcı’nın vurguladığı gibi, artık şiiri bireyin zevkinde değil “Şiiri acının kemiğe dayandığı yerde aramak gerekiyor.” Elbette bu bağlamda Fahri Erdinç’in şiire bakışını da yadsıyamayız: “Şiir, okuyanın yüreğini bir cam gibi çizip acıtmalı.”
Kısacası, evet yazmak, yaratmak, kişisel iştir. Ama bir şiir yazıldıktan sonra da kişisel kalıyorsa... İşte o güdüklük zevk diye savunulamaz.
Abdülkadir Bulut’un söylediği gibi, yazdığımız şiirler okurda bir sarsıntı yapmıyorsa, niye şiir yazıyoruz ki...
EMEĞİN SANATI
ABDULLAH ORAL:Eylül Zamanı (Ş)
ADNAN DURMAZ:Ötme Bülbül Ötme (Ş)/Her İmgenin Tufan Olması Amaç (D)/Yılmaz Güney Görselleri
BEKİR KOÇAK:Gözlerden Başlamalı Barışa (Ş)
BURCU TÜRKER:Olmaz Rengi Ölümün (Ş)
BÜLENT AYDINEL:Sevda Bir İsyan Bayrağıdır (Ş)
ERCAN CENGİZ:Barış Nedir Kardeşim (Ş)
HALDUN HAKMAN:Patikalar (Ş)
HAMZA İNCE:Ptolemaios (Ş)
HASİBE AYTEN:Dinle (Ş)
HIDIR KARAKUŞ:Şehriban, Gülşen, Ben (Ş)
İRFAN SARİ:Zezê Gamlı Işıklar Gömer Göğsüne (Ş)
LÜTFİYE BOZDAĞ:hergün işçilerin öldüğü bir ülkede sanattan söz edilebilir mi? (M)
MERİÇ AYDIN:Susku (Ş)
MUAMMER ERTURAN:An Gelir (Ş)
NECİP TIRPAN:İnadına (Ş)
NECMETTİN YALÇINKAYA:Kısa Faruk(Ö)
NİSA LEYLA:Firar (Ş)
ÖZER GENÇ:Derslik: (Ş)
ÖZLEM KESKİN:Hoş Geldin Bebek (Ö)
SEMA LALE:Aşka Yapıldı Darbe (Ş)
TAN DOĞAN:Gazzeli Bir Çocuğa (Ş) /Dün Bir Şâir Öldü (Ş)
TEMEL DEMİRER:Bir Yaratıcılık Hâli: Yazmak (İ)
TEMEL KURT:Savaş ve Barış(Ş)
YAŞAR DOĞAN:Sütünü Emdiğim (Ş)
YUSUF DEĞİRMENCİ:Eylüle Ağıt (Ş)
ALİ ZİYA ÇAMUR: Taş Düştüğü Yerden Kalkar (Ş)
KONUKLARIMIZ:
RAYMOND QUENEAU:Bir Şiir Sanatı İçin (Ş)
EUGENE GUİLLEVİC: Barışın Tadı (Ş)
ANDRE LAUDE:Benim Cumhuriyetim (Ş)
ŞÜKRAN KURDAKUL: Kan Kuyusu (Ş)
(Ş): ŞİİR, (Ö): ÖYKÜ, (M): MAKALE, ((D) DENEME, (G)GÖRSEL
Etiketler:
anma,
art,
deneme,
duyuru,
E-Dergi,
edebiyat,
eleştiri,
emegin sanatı,
etkinlik,
haber,
inceleme,
öykü,
sanat,
Sosyalist Gerçekçilik,
şiir
15 Ağustos 2014 Cuma
EMEĞİN SANATI'NDAN 159. MERHABA!
EMEĞİN SANATI E-DERGİ 15 AĞUSTOS TARİHLİ 159. SAYI YAYINDA:
Dergimizin üzerinden yayınlandığı için İSSUU.COM sansürlü olduğundan, alternatif adresimiz:
https://drive.google.com/file/d/0B8bSXY05CGYYeHNSTVFycWJRaDg/edit?usp=sharing
İSSUU.COM'daki asıl adresimiz:
http://issuu.com/emeginsanati-dergi/docs/159._sayi_eme____n_sanati_e-derg___/1
(Firefox'tan, Opera'dan ve kimi alternatif yollardan girmek mümkündür...)
EMEĞİN SANATI'NDAN 159. MERHABA
BEŞ KİŞİ OKUYACAKSA BİLE BU YAZDIKLARIMI
TARİH BUNU NOT DÜŞSÜN
ONLARLA BİZİM TEMEL FARKLILIÜIMIZ: BABALARININ PARALARIYLA -bizimle kıyaslanınca- KRALLAR GİBİ YAŞADILAR. TATİLLERİNE GİTTİLER. BOL BOL SEVGİLİ DEĞİŞTİRDİLER. GÜNLÜK TAKILDIKLARI BARLAR OLDU: ORALARDA DEVRİM, SOSYALİZM SEANSLARINDA TRANSA GELİP HAYKIRDILAR... BİR TÜRLÜ MUTLU OLAMADILAR... BİR TÜRLÜ KENDİ YALNIZLIKLARINDAN DIŞARI ÇIKAMADILAR... KENDİ KENDİLERİNE KİRLİ BİRER TUTSAKTILAR VE BU TUTSAKLIĞIN AĞRISINI, SANCISINI, KÜSKÜNLÜĞÜNÜ, KABUKLARININ İÇİNİ YAZDILAR... MAKİNA DİŞLİLERİNİ, EL KAPILARINI, İTİLİP KAKILMAYI, İŞSİZLİĞİ, AÇLIĞI VE TOPRAĞI VE TOPRAK ADAMLARININ YÜZLERİNDE ÇİZİLİ KADİM KİTAPLARI BİLMEDİLER...
BİZE GELİNCE: EN ZOR KOŞULLARDA DOĞUP RASTLANTISAL BÜYÜMÜŞ, SUSUZ YABAN AĞAÇLARI, ALIÇLAR GİBİYDİK... YAŞAMIMIZ, ÖNCELİKLE KİŞİSEL YANİ AĞIR ACILARLA DOLU OLMASINA RAĞMEN, BAŞKALARININ YARASINA KANAMAK, BAŞKALARI İÇİN AĞLAMAK, BAŞKALARI İÇİN MAHPUSLAR ESKİTMEK, ASILMAK, SÜRÜLMEK VE BAŞKALARI DEDİĞİM İNSANLARIMIZ VE DÜNYANIN TÜM EZİLENLERİNİ YAZMAK, BİZİM İŞİMİZ VE SUÇUMUZ OLDU... DÜNYANIN DÖRT YANINDA BİZDEN OLANLAR, YAZDIKLARI, SÖYLEDİKLERİ İÇİN MAHPUSLARDA ÇÜRÜTÜLDÜ. KURŞUNA DİZİLDİ. SÜRGÜNLERDE ÖLDÜ...
BİZDEN OLANLAR, KENDİ SIKINTILARINI, AŞKLARINI, YARALARINI YAZARKEN BİLE BAŞKALARININ ACILARIYLA ORTAK YANLARINDAN BÜYÜTTÜLER SANATLARINI.
İŞTE ONLARLA BİZİM TEMEL FARKLILIĞIMIZ BUDUR.
ADNAN DURMAZ
ABDULLAH KARABAĞ: Ne Bir Eksik Olsun Ne Fazla (Ş)
ADİL OKAY:Ayla Denizin Serenadı ve Temmuza Ağıt (D)
ADNAN DURMAZ: Simya (Ş) / Ne Kadar Uzaktan Bakarsanız (D)
AHMET TAHSİN ÇINAR:Roj Baş(Ş)
BEKİR KOÇAK:Her Vaktin Bir Cinayeti Var (Ş)
BURCU TÜRKER:Olmaz Rengi Ölümün (Ş)
BÜLENT AYDINEL:Zamana Değinmeler (Ş)
CEM EREN:Yutkunamayanlar (Ş)
ERCAN CENGİZ:Ölümle Aramda Duvar Yok (Ş)
ERDEN ERDEMER:Gövdesiz Marazlanma Sen Kimsin (Ş)
HALDUN HAKMAN:Gölge Tutarken El (Ş)
HAMZA İNCE: Suskun (Ş)
HIDIR KARAKUŞ: İnadına Sevdim (Ş)
İRFAN SARİ:Reşan Anne (Ö)
LÜTFİYE BOZDAĞ:Bir Sanat Emekçisi Canol Kocagöz (S)
MELİH COŞKUN:Çöz İpini Kelimelerin (Ş)
MERİÇ AYDIN:Karın Tokluğuna(Ş)
MUAMMER ERTURAN:Bir Beton Tabut (Ş)
MUSA SU:Uyanmayacak Bu Şehir(Ş)
NECİP TIRPAN:Özlem (Ş)
NECMETTİN YALÇINKAYA:Sütümü Helal Etmem (Ö)
NEVİN KOÇOĞLU:Zerrin Uykusu (Ş)
ÖZER GENÇ:Bomba (Ş)
ÖZLEM KESKİN:Ahlaksız Teklif (Ö)
SEMA LALE:Şir Gelinlik Beğenmiyor (Ş)
SERKAN ERARSLAN:Barış Koyun Çocukların Adını (Ş)
SİBEL ÖZBUDUN:Bugün Adnan Yücel'le Konuşacağız (M)
TAN DOĞAN:Gölcük (Ş)
TEMEL DEMİRER:Şiirlerin Şairleri Şairlerin Şiiri (İ)
VİLDAN SEVİL:Ah İbrahim (Ö)
YAŞAR DOĞAN:Katransın: (Ş)
YUSUF DEĞİRMENCİ:Beritan (Ş)
ALİ ZİYA ÇAMUR:Düşük (Ş)
(Ş):ŞİİR (Ö):ÖYKÜ (D):DENEME (İ):İNCELEME (M):MAKALE (S):SÖYLEŞİ
Etiketler:
159. sayı,
Çeviri,
deneme,
edebiyat,
emeğin sanatı,
inceleme,
makale,
öykü,
sanat,
Sosyalist Gerçekçilik,
sosyalizm,
söyleşi,
şiir
15 Temmuz 2014 Salı
EMEĞİN SANATI'NDAN 158. MERHABA
EMEĞİN SANATI E-DERGİ 15 TEMMUZ TARİHLİ 158. SAYI YAYINDA
Değerli Dostlar, issuu.com'a erişimin yasaklanıp sansürlenmesi üzerine, dergimize ulaşamayan okurlarımıza alternatif ikinci bir yol olarak google drive üzerinden dergiyi sizlere sunuyoruz:
ASIL DERGİ ADRESİMİZ:
http://issuu.com/emeginsanati-dergi/docs/158._sayi_eme____n_sanati_e-derg___/1
ALTERNATİF DERGİ ADRESİMİZ:
https://docs.google.com/file/d/0B8bSXY05CGYYYzZtMWJYdEVnWjg/edit
EMEĞİN SANATI’NDAN 158. MERHABA
Seçim in kargaşalı günlerine girdik.. Hacivat-Karagöz replikleri tv’lerde ardı ardına allanıp pullanarak sunuluyor...
Öte yandan dünyada ve çevremizde kaos devam ediyor. Bir tarafta Rojava’da AKP’nin kuklası İŞİD katillerine direnirken; kaostan beslenmeye çalışan İsrail de fırsat bu fırsat Filistin’i bombalamaya devam ediyor. Emeryalizmin işbirlikçilerine karşı halklar direnmeye devam ediyor.
Ülkede de her iş yerinden grev ve direniş haberleri geliyor. Şişe-cam grevini ve direnişini devlet komik gerekçelerle ertelemeye çalışırken işçiler direnmeye devam ediyor
Bu ortam ve koşullar elbette sosyalist sanatçıya ilham kaynağı olmaya devam edecektir. Kimileri kabul edemese de “devrimci sanat” da “sosyalist sanat” da bir gerekliliktir... Elbette sanatın kulvarları dışına kaymadan bir devrimci sanat gerekiyor..
Bu tavrımız, ağzını “slogancı sanat” diye açanları da susturacaktır elbette.. Nazım Hikmet'in vurguladığı gibi, "Sosyalist gerçekçi sanat, yaşamın sonuna kadar arayış içinde olacaktır. Bu arayış sürecinde o, her somut içeriğine en uygun biçimi bulmaya, bireyselliğini koruyarak başkalarını taklit ve tekrar etmemeye çaba gösterecektir.“
“Sanat sanat içindir” savının ve “sanat toplum içindir” artık gereksiz olduğunu savunanlar, acaba sınıfsal çelişkilerin daha da sertleşerek devam ettiğini bilmiyorlar mı?
Ne diyor Pablo Neruda: “Sanat sanat içindir ilkesini reddederim. Ama Mallarmée’nin şiirlerini de benimsiyorum. Ne var ki, bizim Amerika’nın soğuk, kar altında donan ve kızgın güneş altında kavrulan evlerindeki insanlar, Mallarmée’ninkilerden daha başka türlü şiir istiyorlar.”
Sosyalist gerçekçiliği statiklikle suçlayanlara karşı en net yanıtı da Ayhan Gerçeker’in yazısında görürüz: ” Toplumcu gerçekçilik, dünyayı durağan olarak değil, tarihî gelişimi içinde görür; bunun sonucu olarak bugünkü durumu mutlak kabul etmez, tam tersine yarının bir nedeni, bir başlangıcı olarak kabul eder, öyle yansıtır.”
Bertolt Brecht, bu gerçeğin altını en kalın çizgilerle çizmiştir: “Gereksindiğimiz sanat gerçekliği yansıtırken, onu etkileyen ve değiştiren, geniş halk kitlelerinin yaşam koşullarını düzeltmeyi amaç edinen bir sanattır.”
ABDULLAH ORAL — Uzak Yarınlar (Ş)
ADNAN DURMAZ — Sivas 93 (Ş) / Akşamın Kağnısı (D)
AHMET TAHSİN — İğdeler Erken Kokarken Ege’de (Ş)
BEKİR KOÇAK — Hüznü Bize Kaldı ...(Ş)
BÜLENT AYDINEL — Kanar (Ş)
ERCAN CENGİZ — Dalgalar Dilimliyor Toprağı (Ş)
HALDUN HAKMAN — Bir Nazım Yazarım Bir Şiir... (Ş)
HAMZA İNCE — Ölürse Sesim (Ş)
HASİBE AYTEN — Susma Bülbül (Ş)
İRFAN SARİ — Benim Şirlerim Var (Ş)
LÜTFİYE BOZDAĞ — Nurettin Erkan’ın Resimlerinde Beden Metaforu Ve Duvar (D)
MERİÇ AYDIN — Karın tokluğuna (Ş)
MESUT ATEŞ — Yazar (Ö)
MESUT ERDEMİR — Bir Kölenin Günlüğü (Ş)
MUAMMER ERTURAN — Susmam (Ş)
MUHAMMET DEMİR — Mazi Ya Da İki Bisküvi Arası Lokum (Ö)
MUSA SU — Rüzgâr Gibi (Ş)
NECİP TIRPAN — Değişir Devran (Ş)
NECMETTİN YALÇINKAYA — Mazlum’a Babasından Gelen Mektup (Ö)
NİSA LEYLA — Ah! (Ş)
ÖZER GENÇ — Lama (Ş)
SEMA LALE — Abime Gelsin (Ş)
SİBELÖZBUDUN — Dağlar Erirse – Zevebân (E)
TAN DOĞAN — Sıvas (Ş)
TEMEL DEMİRER — Edebiyatın Latin Cephesine Kenar Notları (İ)
VİLDAN SEVİL — Cumhurbaşkanlığı Seçiminin Düşündürdükleri (M)
VEDAT KOPARAN — Pencere Kırığı Akşamlar (Ş)
YAŞAR DOĞAN — Yüreğe Gitmek (Ş)
YUSUF DEĞİRMENCİ — Zilan (Ş)
ALİ ZİYA ÇAMUR — Tasarım ve Düzenleme / Asım Bezirci Mersiyesi (Ş)
KONUKLARIMIZ:
KURT TUCHOLSKY — Huzur ve Düzen (Ş)
LUIS MUNO MARIN — Yazı (Ş)
TAKİS SİNOPULOS — Şiirin Şiiri (Ş)
CAHİT IRGAT — Irgatın Türküsü (Ş)
(Ş): Şiir, (Ö): Öykü, (İ): İnceleme, (M): Makale, (D): Deneme, (E): Eleştiri..
Değerli Dostlar, issuu.com'a erişimin yasaklanıp sansürlenmesi üzerine, dergimize ulaşamayan okurlarımıza alternatif ikinci bir yol olarak google drive üzerinden dergiyi sizlere sunuyoruz:
ASIL DERGİ ADRESİMİZ:
http://issuu.com/emeginsanati-dergi/docs/158._sayi_eme____n_sanati_e-derg___/1
ALTERNATİF DERGİ ADRESİMİZ:
https://docs.google.com/file/d/0B8bSXY05CGYYYzZtMWJYdEVnWjg/edit
EMEĞİN SANATI’NDAN 158. MERHABA
Seçim in kargaşalı günlerine girdik.. Hacivat-Karagöz replikleri tv’lerde ardı ardına allanıp pullanarak sunuluyor...
Öte yandan dünyada ve çevremizde kaos devam ediyor. Bir tarafta Rojava’da AKP’nin kuklası İŞİD katillerine direnirken; kaostan beslenmeye çalışan İsrail de fırsat bu fırsat Filistin’i bombalamaya devam ediyor. Emeryalizmin işbirlikçilerine karşı halklar direnmeye devam ediyor.
Ülkede de her iş yerinden grev ve direniş haberleri geliyor. Şişe-cam grevini ve direnişini devlet komik gerekçelerle ertelemeye çalışırken işçiler direnmeye devam ediyor
Bu ortam ve koşullar elbette sosyalist sanatçıya ilham kaynağı olmaya devam edecektir. Kimileri kabul edemese de “devrimci sanat” da “sosyalist sanat” da bir gerekliliktir... Elbette sanatın kulvarları dışına kaymadan bir devrimci sanat gerekiyor..
Bu tavrımız, ağzını “slogancı sanat” diye açanları da susturacaktır elbette.. Nazım Hikmet'in vurguladığı gibi, "Sosyalist gerçekçi sanat, yaşamın sonuna kadar arayış içinde olacaktır. Bu arayış sürecinde o, her somut içeriğine en uygun biçimi bulmaya, bireyselliğini koruyarak başkalarını taklit ve tekrar etmemeye çaba gösterecektir.“
“Sanat sanat içindir” savının ve “sanat toplum içindir” artık gereksiz olduğunu savunanlar, acaba sınıfsal çelişkilerin daha da sertleşerek devam ettiğini bilmiyorlar mı?
Ne diyor Pablo Neruda: “Sanat sanat içindir ilkesini reddederim. Ama Mallarmée’nin şiirlerini de benimsiyorum. Ne var ki, bizim Amerika’nın soğuk, kar altında donan ve kızgın güneş altında kavrulan evlerindeki insanlar, Mallarmée’ninkilerden daha başka türlü şiir istiyorlar.”
Sosyalist gerçekçiliği statiklikle suçlayanlara karşı en net yanıtı da Ayhan Gerçeker’in yazısında görürüz: ” Toplumcu gerçekçilik, dünyayı durağan olarak değil, tarihî gelişimi içinde görür; bunun sonucu olarak bugünkü durumu mutlak kabul etmez, tam tersine yarının bir nedeni, bir başlangıcı olarak kabul eder, öyle yansıtır.”
Bertolt Brecht, bu gerçeğin altını en kalın çizgilerle çizmiştir: “Gereksindiğimiz sanat gerçekliği yansıtırken, onu etkileyen ve değiştiren, geniş halk kitlelerinin yaşam koşullarını düzeltmeyi amaç edinen bir sanattır.”
EMEĞİN SANATI
ABDULLAH ORAL — Uzak Yarınlar (Ş)
ADNAN DURMAZ — Sivas 93 (Ş) / Akşamın Kağnısı (D)
AHMET TAHSİN — İğdeler Erken Kokarken Ege’de (Ş)
BEKİR KOÇAK — Hüznü Bize Kaldı ...(Ş)
BÜLENT AYDINEL — Kanar (Ş)
ERCAN CENGİZ — Dalgalar Dilimliyor Toprağı (Ş)
HALDUN HAKMAN — Bir Nazım Yazarım Bir Şiir... (Ş)
HAMZA İNCE — Ölürse Sesim (Ş)
HASİBE AYTEN — Susma Bülbül (Ş)
İRFAN SARİ — Benim Şirlerim Var (Ş)
LÜTFİYE BOZDAĞ — Nurettin Erkan’ın Resimlerinde Beden Metaforu Ve Duvar (D)
MERİÇ AYDIN — Karın tokluğuna (Ş)
MESUT ATEŞ — Yazar (Ö)
MESUT ERDEMİR — Bir Kölenin Günlüğü (Ş)
MUAMMER ERTURAN — Susmam (Ş)
MUHAMMET DEMİR — Mazi Ya Da İki Bisküvi Arası Lokum (Ö)
MUSA SU — Rüzgâr Gibi (Ş)
NECİP TIRPAN — Değişir Devran (Ş)
NECMETTİN YALÇINKAYA — Mazlum’a Babasından Gelen Mektup (Ö)
NİSA LEYLA — Ah! (Ş)
ÖZER GENÇ — Lama (Ş)
SEMA LALE — Abime Gelsin (Ş)
SİBELÖZBUDUN — Dağlar Erirse – Zevebân (E)
TAN DOĞAN — Sıvas (Ş)
TEMEL DEMİRER — Edebiyatın Latin Cephesine Kenar Notları (İ)
VİLDAN SEVİL — Cumhurbaşkanlığı Seçiminin Düşündürdükleri (M)
VEDAT KOPARAN — Pencere Kırığı Akşamlar (Ş)
YAŞAR DOĞAN — Yüreğe Gitmek (Ş)
YUSUF DEĞİRMENCİ — Zilan (Ş)
ALİ ZİYA ÇAMUR — Tasarım ve Düzenleme / Asım Bezirci Mersiyesi (Ş)
KONUKLARIMIZ:
KURT TUCHOLSKY — Huzur ve Düzen (Ş)
LUIS MUNO MARIN — Yazı (Ş)
TAKİS SİNOPULOS — Şiirin Şiiri (Ş)
CAHİT IRGAT — Irgatın Türküsü (Ş)
(Ş): Şiir, (Ö): Öykü, (İ): İnceleme, (M): Makale, (D): Deneme, (E): Eleştiri..
15 Haziran 2014 Pazar
EMEĞİN SANATI'NDAN 157. MERHABA
EMEĞİN SANATI E-DERGİ
15 HAZİRAN TARİHLİ 157. SAYI YAYINDA:
Merhaba,
Önceki sayıda belirttiğimiz nedenlerle, 15 Mayıs’ta yayınlanan 156. sayıdan sonra, 157. sayımızı da 15 Haziranda çıkarmayı uygun gördük...
‘Göç kendini gide gide düzeltirmiş’ sözü uyarınca, dergimiz daha da yetkinleşerek ilgi odağı olmayı sürdürüyor... Bunda dergiye emek veren, katkı veren, sosyal ortamlarda paylaşan, dostların emeği elbette büyüktür...Amatör ruhumuzu hiç yitirmeden şiiri, kendilerine ait özel bir oyuncak gibi gören salon şairlerine inat yolumuzda yürümüye, gözlerine diken olmaya devam edeceğiz... Petöfi’nin belirttiği gibi: “Şiir hiç de bir salondeğil,/ kibar takımının çene çalmaya geldiği./ Bütün insanlara açık kapı o,/ mutlulara mutsuzlara açık kapı./ Yani, kutsal bir tapınak, / yalınayakların da girebileceği.”
Burjuva edebiyat ortamında, şiirimizin anıt adlarına yönelik bir mistifikasyon süreci başlamış durumda. Son olarak Bikent Üniversitesi Türk Edebiyatı Merkezinin “Behçet Necatigil” konulu sempozyumunda insanî, topluma açık, eleştirel şiir lerin şairi Necatigil bir anlamda katledildi. Durumu Abdullah Şevki’nin gözlemleriyle sunuyorum:
“Bilkent Üniversitesi Türk Edebiyatı Merkezi’nin 27 Nisan 2005 Çarşamba günü düzenlediği ”Asfalt Ovalarda Yürüyen Abdal: Behçet Necatigil” konulu sempozyumuna katıldım. Bu sempozyumda Behçet Necatigil’in gizemci bir kanavada bir “abdal”, bir “derviş” olarak yorumlanmaya çalışıldığını, daha doğrusu böyle yorumlandığını, şiirinin mistisizme çekilmek istenildiğini hayretle gördüm. Hemen şunu söylemeliyim; Behçet Necatigil böyle bir şair değildi!... Sempozyum’daki Necatigil yorumu, Hilmi Yavuz’un edebiyata dair herşeyi mistisizmle vaftiz etmek istemesinin bir sonucudur. Öteki farklı yorumlar da bu atmosferde boğulmuştur. Söylenecek çok şey varken, susmak görev kabul ediliyor şimdilerde. Herkes bu komediyi alkışladı durdu. ”
Elbette biz susmayacağız. Bu sayımızda gerek arka kapaktaki şiirinde, gerekse Alman Edebiyatından çevirilerinde mistisizmle ilişkisi olmayan toplumsal ve eleştirel bir bakış açısına sahip Behçet Necatigil göreceksiniz... Hilmi Yavuzgillere meydanı boş bırakmayacağız. Dahaq önce de bu şiir şarlatanının iç yüzünü defalarca ortaya döktük, dökmeye de devam edeceğiz.
Bertolt Brecht’in vurguladığı gibi, “Gereksindiğimiz sanat gerçekliği yansıtırken, onu etkileyen ve değiştiren, geniş halk kitlelerinin yaşam koşullarını düzeltmeyi amaç edinen bir sanattır.”
Elbette yaşadığımız, daha doğrusu yaşamak zorunda bırakıldığımız zor günleriden aydınlık günlere geçişin kapısını sanatın gücüyle açacağız..
ABDULLAH KARABAĞ: Gözlerin Derinliği / Kûrahiya Çavan (Ş)
ABDULLAH ORAL:Çocuklarımız(Ş)
ADİL OKAY: Akşam Olunca(Ş)
ADNAN DURMAZ:Yumrukların Doğrulmasıyla Yazıldı hikayemiz(Ş)
ADNAN DURMAZ:Pencere Konuştu(D)
AHMET TAHSİN ÇINAR: Yabancı(Ş)
ALİ HALDUN HAKMAN:Ödlekliğe Devrimci Bir Sesleniş(Ş)
BEKİR KOÇAK:Sevincimizde ya da Yasta Nazım Usta(Ş)
BURCU GILMAN TÜRKER:Gözlerimiz Meşale(Ş)
BÜLENT AYDINEL:Aşk Sosyalisttir - V (Ş)
ERCAN CENGİZ:Ölümle Aramda Duvar Yok (Ş)
İRFAN SARİ:Birden Bire (D)
HAKAN KAYA:Kurtaramayacak Sizi (Ş)
HAMZA İNCE:Acılar Kıraç Yeşilinde Boy Atar (Ş)
LÜTFİYE BOZDAĞ:Gezi Direnişinin I. Yılına Bin Selam (D)
MELİH COŞKUN:Sen Bir Şehrin Gözyaşlarını Saydın mı Hiç? (Ş)
MERİÇ AYDIN:Hiçbir Şeyi Olmayanın Aradığı (Ş)
MESUT ERDEMİR: Gelen (Ş)
NECİP TIRPAN:Zulüm, Sen Düşün (Ş)
NECMETTİN YALÇINKAYA:Keko (Ö)
NİSA LEYLA:Devrim (Ş)
OSMAN ARDA ÇAKAR:Uzak Bir Şehrin Işıkları (Ş)
ÖZLEM KESKİN:Yumurta (Ö)
ÖZER GENÇ:Kardelen (Ş)
SEMA LALE:Şükran (Ş)
SERKAN ENGİN:Uzak Gazel (Ş)
TAN DOĞAN:Bir Madencinin Karısı (Ş)
TEMEL DEMİRER:Leylâ Erbil: “Seni, Anlatabilmek Seni”… (İ)
TURGAY ULU: Hoşgeldin İsyan (Ş)
YAŞAR DOĞAN:Beni Geç (Ş)
YUSUF DEĞİRMENCİ:Merdiven Kuşlar Arvin (Ş)
VİLDAN SEVİL:Gideni ve Geleni Görebilmek… (M)
2 Haziran 2014 Pazartesi
EMEĞİN SANATI'NDAN 156. MERHABA
EMEĞİN SANATI E-DERGİ
15 MAYIS TARİHLİ 156. SAYI YAYINDA
http://issuu.com/
Merhaba
...
1 Mayısta çıkarmamız gereken 156 sayımızı, sağlık nedenleriyle 15 Mayıs’ta çıkarmak zorunda kaldık. Öncelikle bu gecikme için okurlarımızdan özrü borç biliriz... Bu süreçte dergiyi hazırlarken Soma kömür madenindeki yüzlerce işçinin katledildiği haberi geldi. Elbette bu kaza değil, patronların daha fazla kâr hırsının ortaya koyduğu bir katliamdır, iş cinayetidir.
Bu haber üzerine Soma’ya giden iktidar, burada halkın haklı tepkisiyle karşılaştı. Burada çoğunlukla kendisine oy veren halka büyük nefret ve kibirle bakan başbakan ve bakanlar, halkın acısını paylaşmak yerine, maden sahibini teselli etmeyi uygun buldular. Ki, onlardan da beklenen ancak budur?
Bu tepki ve harekete karşı sol cenah, alanlara ancak pankart ve flama yapıştırmak için koşuyor... Yapılan eylemler, sosyalist bir eylem olmaktan çok, sosyalist parti ve hareketler arası boy gösterisine dönüşüyor. O zaman da, polisi, toması kolayca biniveriyor tepelerine.. Artık nerdeyse atılan sloganlar bile yapay, basit....
Sanat konusunua gelince, gerçen gün, Liberal yazar Gündüz Vassaf, Radikal gazetesinde (SAVSÖZ köşesinde okuyabilirsiniz) giderek edebiyatımızın bayağılaştını, sıradanlaştığını, müzik, edebiyatta, sinemada dönemine damgasını vuran bir yapıtın ortaya konamadığını belirterek durumdan şikayet ediyor, bu konuda 68 kuşağını övüyordu.
Elbette Vassaf, kendi burjuva çevrelerinde gelişen, bol paralı ilişkiler ağı içinde yürüten sanata ve edebiyata serzenişte bulunuyordu.. Haklıydı ama saptamaları yetersizdi, çünkü Anadolu’da onlarca dergide gelişen edebiyatı görmekten, büyük holding çevrelerinden uzak genç sinemacıları, müzisyenleri tanımaktan oldukça uzaktı...Çünkü burjuvalar sadece önlerine bakarlar, önlerinde olmayanı, göremediklerini yok sayarlar..
Devrimci sanatçılar, bu sanatçıları burjuvazinin dayattığı kalıplar dışında eleştirel bakışla değerlendirdiğinde, kendilerinde daha iyilerini yaratabilme gücü bulacaklardır. Bu konuda yapılacak en önemli iş, sanatın temel ilkelerinden ödün vermeksizin statüleri kırmaktır. Devrimci sanatın gelişmesi ve kitleselleşmesi buna bağlıdır.
Bizim için sanat, hep devrimci kavgamızın bir parçası olacaktır.
ABDULLAH KARABAĞ:Panorama
ABDULLAH ORAL:Yüreğimde İbrahim’in Sesi Var (şiir)
ADİL OKAY:Sanat Hakkında Sorular... (Makale)
ADNAN DURMAZ:Kimi Sevsem Hançer (şiir)
AHMET YILMAZ TUNCER:Mektup (şiir)
ASIM GÖNEN:Çalınmış Gülücükler Enkaz (şiir)
BEKİR KOÇAK:Uyanın Diyorum Kuşlar Gibi Tanda (şiir)
BURCU TÜRKER:Yüksek Söyle (şiir)
BÜLENT AYDINEL:Aşk Sosyalisttir-IV (şiir)
ERCAN CENGİZ:Yansıma (şiir)
GÜL GÜLERYÜZ:Düş Fırçası(öykü)
HALDUN HAKMAN:Yalnızlık Paradigmasının Yeni Yüzü (makale)
HAMZA İNCE:Deniz (şiir)
HIDIR KARAKUŞ:Deli Yürek (şiir)
HIZIR İRFAN ÖNDER:Direnç (şiir)
İRFAN SARİ:Ülkeler İnsanlarda Saklıdır (şiir)
LÜTFİYE BOZDAĞ:Bir Sanatçı Portresi: SERPİL ODABAŞI (Makale)
MELİH COŞKUN:Acılar Tohumlarıdır Şiirlerimizin (şiir)
MERİÇ AYDIN:Yalnızlık Sokağı (şiir)
NECİP TIRPAN:Şiir-Şair (şiir)
NECMETTİN YALÇINKAYA: Acı Acı Güldük (öykü)
NİSA LEYLA: İttim Sonsuzluğa (şiir)
ÖZER GENÇ: Kara (şiir)
SEMA LALE: Tecriiit (şiir)
SERKAN ENGİN: Evsizliğin Çocukluğu (şiir)
SEVDA ZEYNEP KARADAĞ: Adak (şiir)
TAN DOĞAN: Ölüm yakışmaz hiçbir çocuğa(şiir)
TEMEL KURT: Davet (şiir)
VİLDAN SEVİL: Soma’da Katledilen Tane’lere Ağıt (Deneme)
ALİ ZİYA ÇAMUR:
KONUKLAR:
KSUAN DİEU: Kavalın Türküsü (şiir)
ANTONİO RAMOS ROSA:Sözcükler yolu (şiir)
MİROSLAV KIRLEJA:Şiir (şiir)
OZAN TELLİ:Maden işçileri
http://issuu.com/
1 Nisan 2014 Salı
EMEĞİN SANATI'NDAN 155. MERHABA
EMEĞİN SANATI E-DERGİ 1 NİSAN 2014 SAYILI 155. SAYI YAYINDA:
E-DERGİ ULAŞIM ADRESİ:
http://issuu.com/emeginsanati-dergi/docs/155._sayi_eme____n_sanati_e-derg___?e=9904523%2F7305965
ABDULLAH ORAL: Umuda Yolculuk (şiir)
ADİL OKAY:Aşk Ateş ve Su(öykü)
ADNAN DURMAZ:Hayır Hayır Hayır!... (şiir)
ALİ ZİYA ÇAMUR:Tünel(şiir)
ASIM GÖNEN: Ölüler Yas Tutmaz(şiir)
BEKİR KOÇAK:Ateş Söndü Külü Kaldı (şiir)
BURCU TÜRKER: Haykırış (şiir)
BÜLENT AYDINEL:Aşk Sosyalisttir-3 (şiir)
ERCAN CENGİZ: Usta /Ostayre (şiir)
HALDUN HAKMAN: Che ve Ümidim (şiir)
HAMZA İNCE: Çocuk (şiir)
HIDIR KARAKUŞ: Ey Can (şiir)
LÜTFİYE BOZDAĞ: Orantısız İktidar İlişkileri (makale)
MERİÇ AYDIN: Hiçbir Şeyi Olmayanın Aradığı (şiir)
MURAT ÖZGÖL:Kayıp Masal (şiir)
NECİP TIRPAN: Haber Salın (şiir)
NECMETTİN YALÇINKAYA: Acı Esintiler (öykü)
NEDİM ELÇİ: Şair Aldatması (şiir)
NİSA LEYLA:Keşke (şiir)
ÖZER GENÇ: Hesapsız (şiir)
SEMA LALE: Kusura Kaya Düşmesin (şiir)
SERKAN ENGİN:Peralı Güzele Gazel (şiir)
SEVDA ZEYNEP KARADAĞ :Kar Davası (şiir)
TAN DOĞAN : Nisan (şiir)
TEMEL DEMİRER:Onlarla Buradayız (makale)
TEMEL KURT:Sanı (şiir)
TURGAY ULU:Mülteci Yürüyüşünden Tanıklıklar-XXIV (anı-röportaj)
VİLDAN SEVİL:Ey Kadınlar ve Erkekler!... (makale)
YAŞAR DOĞAN:Hoşça Kal Küllerim
ABDULLAH ORAL: Umuda Yolculuk (şiir)
ADİL OKAY:Aşk Ateş ve Su(öykü)
ADNAN DURMAZ:Hayır Hayır Hayır!... (şiir)
ALİ ZİYA ÇAMUR:Tünel(şiir)
ASIM GÖNEN: Ölüler Yas Tutmaz(şiir)
BEKİR KOÇAK:Ateş Söndü Külü Kaldı (şiir)
BURCU TÜRKER: Haykırış (şiir)
BÜLENT AYDINEL:Aşk Sosyalisttir-3 (şiir)
ERCAN CENGİZ: Usta /Ostayre (şiir)
HALDUN HAKMAN: Che ve Ümidim (şiir)
HAMZA İNCE: Çocuk (şiir)
HIDIR KARAKUŞ: Ey Can (şiir)
LÜTFİYE BOZDAĞ: Orantısız İktidar İlişkileri (makale)
MERİÇ AYDIN: Hiçbir Şeyi Olmayanın Aradığı (şiir)
MURAT ÖZGÖL:Kayıp Masal (şiir)
NECİP TIRPAN: Haber Salın (şiir)
NECMETTİN YALÇINKAYA: Acı Esintiler (öykü)
NEDİM ELÇİ: Şair Aldatması (şiir)
NİSA LEYLA:Keşke (şiir)
ÖZER GENÇ: Hesapsız (şiir)
SEMA LALE: Kusura Kaya Düşmesin (şiir)
SERKAN ENGİN:Peralı Güzele Gazel (şiir)
SEVDA ZEYNEP KARADAĞ :Kar Davası (şiir)
TAN DOĞAN : Nisan (şiir)
TEMEL DEMİRER:Onlarla Buradayız (makale)
TEMEL KURT:Sanı (şiir)
TURGAY ULU:Mülteci Yürüyüşünden Tanıklıklar-XXIV (anı-röportaj)
VİLDAN SEVİL:Ey Kadınlar ve Erkekler!... (makale)
YAŞAR DOĞAN:Hoşça Kal Küllerim
KONUKLAR:
PAUL ZECH
ALEKSANDR BLOK
ANTAL HİDAS
Merhaba,
Bir yolsuzluk,
hırsızlık, yalan, nefret, tape, kase ve cinayet fırtınası içinde ve savaş
kışkırtıcılığı ile birlikte seçimlere gidiyoruz... Berkin’imizi kaybettik...
Silvan’da 10 yaşındaki Mehmet de bu nefret rüzgârı altında ölümden döndü...
Bu manzara içinde,
seçimler de o kadar önem taşımıyor artık... Hâlâ “ya şundadır ya bunda”
tekerlemesiyle seçimlere devrimci alternatif olmadan girildi... Çünkü hâlâ
herkes kendi kafasından ses çıkarma sevdasında. Kitleselleşme dertleri yok..
Solun güçlü olduğu yerlerde üçü beşi ayrı ayrı
aday çıkarma derdindeydi... Burjuvazinin sofrasından küçük küçük paylar
koparma telaşındaki particikleri bir yana bırakırsak, BDP’nin, dolayısıyla Kürt hareketinin omuz
desteğiyle yola çıkan HDP, bir alternatif olarak sunuldu ama bir sonuç
alamadı.. Tüm sosyalistlerin birliğiyle oluşacak güçlü bir hareket olmadan
alternatif oluşturmak olanaksızdı elbette. Bunu onlar da biliyordu ama hepsi küçük
burjuva ideolojisinin genel görüntüsü olarak “Benim dediğim doğrudur”
dogmasının arkasına sarılmaya meraklı göründü.17 Aralıktan darbe alan AKP ve
giderek karikatürize olan liderleri, yolsuzluk ve hırsızlıklarının üstünü
kapatabilme telaşındaydı. Ama tartışmalı
ve sandığa kolluğun müdahalesiyle
gelişen seçimlerde yine zaferle çıkabildi.... CHP; elitistlerle, derleme -
toplamalarla Büyük kentlerde çok az farkla kaybetse de rüştünü ispat çabasında
zayıf kaldı.... MHP de onlardan düşen payın telaşındaydı. BDP Kürdistan’da kürt halkının nabzını iyi yakalayarak
seçimlerde gene büyük başarı gösterdi. 12 Eylülde ağır işkence gören genç bir kız
bugün Diyarbakır Belediye Başkanı olmayı başardı... BDP’nin başarısı bu açıdan da önem
taşıyordu...
Şimdi şapkayı öne koyup
halkın nabzını yakalayabilmenin, birlikte yenilmez bir güç
oluşturabilmenin yollarını yeniden
düşünme zamanıdır! Artık birbirimizle
teori yarıştırmayı bırakıp, “az olsun benim olsun” tavrını terk edip sosyalist
solun güç birliğini oluşturmayı koşullar
ve halk dayatıyor...
Bu gidişat içinde
dergimizin 155. sayısını yayına verdik.. Elbet, Berkin’imizin acısını yansıtan
ürünlere de yer verdik... Dolu dolu bir dergi sunmaya çalıştık. Elbette
eksikliklerimiz de vardır. Ama eksikliklerimizin temel nedeni Emeğin Sanatı’na
verilen emeğin okurlarca geriye dönüşünün, yorum ve eleştirinin olmayışıdır...
Dileriz giderek bu engeli de birlikte aşılır.
Seçim vaatlerine
baktığımızda, sağından soluna, ne sanattan söz eden var, ne edebiyattan...
Anlıyoruz ki, burjuva siyasetinde, burjuva belediyeciliğinde sanat sadece bir
süs olarak algılanıyor... Sözlerinin arasına birkaç şiir kırıntısı katmaktan
çekinmeyenlerin belediyeciliğinde ne sanat var, ne edebiyat var, ne şiir...
Halbuki, edebiyat bir
ülke için ciddî bir sorundur. Çünkü sonuç olarak, edebiyat o ülkenin yüzüdür,
vitrinidir. Edebiyat, herhangi bir şeyin estetik yoluyla farkına varmak,
farkına varılan boyutlarını da estetik yoluyla evrenselleştirebilmektir.
Edebiyat, insanın yaşamla yüzleşme biçimlerinden biri değil midir? Halkın, doğanın, bilincin, uğraşın sesidir
edebiyat... Halikarnas Balıkçısı’nın deyişiyle “Edebiyat
demek, birleşmek demektir.”
Ulusları ulus yapan
öğelerin başında sanatla edebiyat gelir. Büyük halk kitleleri edebiyat
yapıtlarının ışığı altında dünyayı daha aydınlık, daha yaşanmağa değer
bulurlar. Edebiyat çeşitli organlarıyla, bağlı bulunduğu toplumu aydınlığa
çıkartabilir; uygarlığın temel yapısını kurabilir. Halkı uyandıran tohumlar,
edebiyat toprağından filizlenip boy atabilir. Namık Kemal’in vurguladığı gibi, “Edebiyatsız
millet, dilsiz insan kabilindendir.”
Yaşadığımız bunca
sorunun kökünde siyaset adamlarının yetersizliğinin, kısırlığının, ileri görüşlü olmayışlarının, halkın söz ve
özlemlerine uzak kalışlarının kökeninde bu olgu vardır işte...Son sözü Nermi
Uygur’a verelim: “Tok da olsa karın, güdüktür edebiyatsız insan.”
EMEĞİN
SANATI
EMEĞİN SANATI'NDAN 154. MERHABA
EMEĞİN SANATI E-DERGİ 1 MART TARİHLİ 154. SAYI YAYINDA
E-DERGİYE ULAŞIM ADRESİ:
http://issuu.com/ emeginsanati-dergi/docs/ eme____n_sanati_e-derg___15 4._sayi?e=9904523%2F686785 6
TÜM E-DERGİLERE ULAŞIM ADRESİ:
http://issuu.com/ emeginsanatie-dergi
Emeğin Sanatı'ndan 154. Merhaba
Atalar, “mart ayı dert ayı” derler. Bu sözdeki toplumsal hikmeti bir yana bıraksak da, sosyalistler için mart ayı hem acıların, hem sevinçlerin ayıdır. 12 Mart faşist darbesi, 12 Mart Gazi mahallesi katliamı, 16 Mart Beyazıt katliamı, gene 16 Mart Halepçe katliamı ve 30 Mart Kızıldere..
Tüm bunlara karşın, gene acıların içinde süzülen ama umudun ve direnişin adı olan üç önemli gün de Mart ayı içinde doruklaşır. 8 Mart Uluslar arası Emekçi Kadınlar Günü 18 Mart Paris Komünü ve 21 Mart Newroz..... 21 Mart’ın yüklendiği bir önemli gün daha vardır. Afrikalıların kanları pahasına direnişleriyle kazanılan Güney Afrikadaki ırkçı aparthead yasalarını parçalayan Dünya Irkçılıkla Mücadele Günü. Mart ayı, sanatsal iki önemli günü de içinde barındırır: 21 Mart Dünya Şiir Günü, 27 Mart Dünya Tiyatro Günü...
Bırakalım günlük politik kısır çekişmeleri de, şiire dönelim yüzümüzü bu sayımızda:
Şiir, yaşamın gizemli bir ırmağıdır, gerisin geiye de akabilen bir ırmak. Yüreklere doğru aktıkça, sevdalar, umutlar, özlemler çiçeklenir. Bu ırmaktan yoğunlaşan duygular, sözcük bulutlarını gül yağmuruna dönüştürür., düşler evrenine kapılar açar, köprüler kurar.
Şiir, bir sestir, yaşam denen kristal kürenin içinde, boyun eğmez karanlığın hançerine. Aydınlıkta solunan güneş rengi dizelerde hasretler tüter barış üstüne. Bilincin koyağındaki çırpınışlarda şiir sessizce kırar hüznün kabuğunu.
Şiir, sevgiyi emekten süzmek, gizli güzellikleri bularak yeniden yaratmaktır. Gerçeğin ne fotoğrafı, ne de doğanın kopyasıdır. O, nesnel gerçeğin güzelliklerden süzülen öznel bir yansımasıdır. Ne gökte, ne de yerdedir. İnsan olan, insan kokan her yer mekânıdır şiirin.
Şiir ne karın doyurur, ne de kasaları doldurur. Ama yürek yelkenlerini şişirir ardına dek. Çünkü insan yüreği her zaman açtır, her zaman güzelliğin büyüsüne gereksinme duyar. Sözün en tatlı özü olan şiir, ekmek ve su gibi kutsal bir ihtiyaçtır.
Şiir, sevdanın, haklı bir kavganın, zaferle biten bir çabanın adıdır. Özlemin kardeşidir. Bir çocuğun gülüşü, bir bebeğin ağlayışıdır. Bir yaprağın suya düşüşü, bir martı kanadının denize vuruşudur. Toprağı öpen yağmurun, rüzgârda uçuşan karın kokusudur.
Şiir gelip de çalınca kapıları, açmak gerek yürek evinin kapısını, ta ardına kadar. O, yaz güneşini emmiş ballı bir yaban üzümüdür. Heybesi şiir dolu olan, bir sevgi yolcusudur. İçinde çağıltılı bir ırmak akar. Şiiri bir giysi gibi sırtına geçirenlere, pencereler açılır tan yerinin en kıvamındaki renkten. Bu pencereden, toprağın insan sıcağında nasıl mayalandığını görürüz. Ormanlar, dağlar kanatlanıverir. Kuşlar, yeni bir mavi çizer göğe.
Şiir, balta girmemiş ormanların yeşil gülüşüdür. Bir ceylanın hızlı kaçışıdır. Azgın bir çağlayanın yüksek tepelerden dökülüşüdür. Alabalıkların soğuk dağ sularında yüzüşüdür. Gökte parlayan ayın, dağların arkasından yükselen güneşin, denizin sularında oynaşan altın ışıkların, yeşil çimenler içinde fışkıran bin bir çeşit çiçeğin sevilme isteğidir şiir.
Kısacası, şiir kavuşmanın tadı, ayrılmanın acısıdır. Güzellik işçisi olan şairin en derin sanatıdır. Sözün damıtılmasıdır.
ALİ ZİYA ÇAMUR
ADİL OKAY:Exıle, İltica Ve Yirmi Beşınci Saat (MAKALE)
ADNAN DURMAZ:Yürek Tufanla Sınanır (ŞİİR)
BEKİR KOÇAK:Kanayan Fırtına Dış Kapıda(ŞİİR)
BURCU TÜRKER:Mavi Satırlar(ŞİİR)
BÜLENT AYDINEL:Aşk Sosyalisttir(ŞİİR)
ERCAN CENGİZ:Bir Lokma Ekmeğe(ŞİİR)
ERDEN ERDEMER:Eflatuna Üflenmiş(ŞİİR)
HALDUN HAKMAN:Felsefenin Sefaleti(ŞİİR)
HAMZA İNCE:Kar Mevsimini Güvermekte(ŞİİR)
HASİBE AYTEN:Seni Gidi Çılgınlık(ŞİİR)
HÜLYA SENDAY ÖZDAMAR:Anaç(ŞİİR)
İRFAN SARİ:Baba Beni Sırtına Göm (DENEME)
LÜTFİYE BOZDAĞ:Cumartesi Anneleri Ve Bir Direnme İdolü Olarak Berfo Ana(İNCELEME)
MELİH COŞKUN:Asıl İnsanlık(ŞİİR)
MURAT ÖZGÖL:Halepçe(ŞİİR)
NECİP TIRPAN:Ömür Törpüsü(ŞİİR)
NEDİM ELÇİ:Her Dem Gece(ŞİİR)
NECMETTİN YALÇINKAYA:O Yerlerden Biri(ÖYKÜ)
ÖZER GENÇ:Anı(ŞİİR)
SEMA LALE:Bana Özgürlük Lazım(ŞİİR)
SERKAN ENGİN:Harf Harf Seviyorum Sizi(ŞİİR)
TAN DOĞAN:Köz Yol(ŞİİR)
TEMEL KURT:Çapulcular(ŞİİR)
TURGAY ULU:Göçmen Yürüyüşünden Tanıklıklar-XXIII(RÖPORTAJ )
VEDAT KOPARAN:Şiir ve Newroz(ŞİİR)
VİLDAN SEVİL:Seçim Senin Ey İnsan!... (DENEME)
KONUKLAR:
ATTİLA JOZSEF:Şiir Sanatı(ŞİİR)
SANDOR PETÖFİ: Çağımız Şairlerine(ŞİİR)
VİCENTE HUİDİBRO: Şiir Sanatı(ŞİİR)
TÜM E-DERGİLERE ULAŞIM ADRESİ:
http://issuu.com/
Emeğin Sanatı'ndan 154. Merhaba
Atalar, “mart ayı dert ayı” derler. Bu sözdeki toplumsal hikmeti bir yana bıraksak da, sosyalistler için mart ayı hem acıların, hem sevinçlerin ayıdır. 12 Mart faşist darbesi, 12 Mart Gazi mahallesi katliamı, 16 Mart Beyazıt katliamı, gene 16 Mart Halepçe katliamı ve 30 Mart Kızıldere..
Tüm bunlara karşın, gene acıların içinde süzülen ama umudun ve direnişin adı olan üç önemli gün de Mart ayı içinde doruklaşır. 8 Mart Uluslar arası Emekçi Kadınlar Günü 18 Mart Paris Komünü ve 21 Mart Newroz..... 21 Mart’ın yüklendiği bir önemli gün daha vardır. Afrikalıların kanları pahasına direnişleriyle kazanılan Güney Afrikadaki ırkçı aparthead yasalarını parçalayan Dünya Irkçılıkla Mücadele Günü. Mart ayı, sanatsal iki önemli günü de içinde barındırır: 21 Mart Dünya Şiir Günü, 27 Mart Dünya Tiyatro Günü...
Bırakalım günlük politik kısır çekişmeleri de, şiire dönelim yüzümüzü bu sayımızda:
Şiir, yaşamın gizemli bir ırmağıdır, gerisin geiye de akabilen bir ırmak. Yüreklere doğru aktıkça, sevdalar, umutlar, özlemler çiçeklenir. Bu ırmaktan yoğunlaşan duygular, sözcük bulutlarını gül yağmuruna dönüştürür., düşler evrenine kapılar açar, köprüler kurar.
Şiir, bir sestir, yaşam denen kristal kürenin içinde, boyun eğmez karanlığın hançerine. Aydınlıkta solunan güneş rengi dizelerde hasretler tüter barış üstüne. Bilincin koyağındaki çırpınışlarda şiir sessizce kırar hüznün kabuğunu.
Şiir, sevgiyi emekten süzmek, gizli güzellikleri bularak yeniden yaratmaktır. Gerçeğin ne fotoğrafı, ne de doğanın kopyasıdır. O, nesnel gerçeğin güzelliklerden süzülen öznel bir yansımasıdır. Ne gökte, ne de yerdedir. İnsan olan, insan kokan her yer mekânıdır şiirin.
Şiir ne karın doyurur, ne de kasaları doldurur. Ama yürek yelkenlerini şişirir ardına dek. Çünkü insan yüreği her zaman açtır, her zaman güzelliğin büyüsüne gereksinme duyar. Sözün en tatlı özü olan şiir, ekmek ve su gibi kutsal bir ihtiyaçtır.
Şiir, sevdanın, haklı bir kavganın, zaferle biten bir çabanın adıdır. Özlemin kardeşidir. Bir çocuğun gülüşü, bir bebeğin ağlayışıdır. Bir yaprağın suya düşüşü, bir martı kanadının denize vuruşudur. Toprağı öpen yağmurun, rüzgârda uçuşan karın kokusudur.
Şiir gelip de çalınca kapıları, açmak gerek yürek evinin kapısını, ta ardına kadar. O, yaz güneşini emmiş ballı bir yaban üzümüdür. Heybesi şiir dolu olan, bir sevgi yolcusudur. İçinde çağıltılı bir ırmak akar. Şiiri bir giysi gibi sırtına geçirenlere, pencereler açılır tan yerinin en kıvamındaki renkten. Bu pencereden, toprağın insan sıcağında nasıl mayalandığını görürüz. Ormanlar, dağlar kanatlanıverir. Kuşlar, yeni bir mavi çizer göğe.
Şiir, balta girmemiş ormanların yeşil gülüşüdür. Bir ceylanın hızlı kaçışıdır. Azgın bir çağlayanın yüksek tepelerden dökülüşüdür. Alabalıkların soğuk dağ sularında yüzüşüdür. Gökte parlayan ayın, dağların arkasından yükselen güneşin, denizin sularında oynaşan altın ışıkların, yeşil çimenler içinde fışkıran bin bir çeşit çiçeğin sevilme isteğidir şiir.
Kısacası, şiir kavuşmanın tadı, ayrılmanın acısıdır. Güzellik işçisi olan şairin en derin sanatıdır. Sözün damıtılmasıdır.
ALİ ZİYA ÇAMUR
ADİL OKAY:Exıle, İltica Ve Yirmi Beşınci Saat (MAKALE)
ADNAN DURMAZ:Yürek Tufanla Sınanır (ŞİİR)
BEKİR KOÇAK:Kanayan Fırtına Dış Kapıda(ŞİİR)
BURCU TÜRKER:Mavi Satırlar(ŞİİR)
BÜLENT AYDINEL:Aşk Sosyalisttir(ŞİİR)
ERCAN CENGİZ:Bir Lokma Ekmeğe(ŞİİR)
ERDEN ERDEMER:Eflatuna Üflenmiş(ŞİİR)
HALDUN HAKMAN:Felsefenin Sefaleti(ŞİİR)
HAMZA İNCE:Kar Mevsimini Güvermekte(ŞİİR)
HASİBE AYTEN:Seni Gidi Çılgınlık(ŞİİR)
HÜLYA SENDAY ÖZDAMAR:Anaç(ŞİİR)
İRFAN SARİ:Baba Beni Sırtına Göm (DENEME)
LÜTFİYE BOZDAĞ:Cumartesi Anneleri Ve Bir Direnme İdolü Olarak Berfo Ana(İNCELEME)
MELİH COŞKUN:Asıl İnsanlık(ŞİİR)
MURAT ÖZGÖL:Halepçe(ŞİİR)
NECİP TIRPAN:Ömür Törpüsü(ŞİİR)
NEDİM ELÇİ:Her Dem Gece(ŞİİR)
NECMETTİN YALÇINKAYA:O Yerlerden Biri(ÖYKÜ)
ÖZER GENÇ:Anı(ŞİİR)
SEMA LALE:Bana Özgürlük Lazım(ŞİİR)
SERKAN ENGİN:Harf Harf Seviyorum Sizi(ŞİİR)
TAN DOĞAN:Köz Yol(ŞİİR)
TEMEL KURT:Çapulcular(ŞİİR)
TURGAY ULU:Göçmen Yürüyüşünden Tanıklıklar-XXIII(RÖPORTAJ
VEDAT KOPARAN:Şiir ve Newroz(ŞİİR)
VİLDAN SEVİL:Seçim Senin Ey İnsan!... (DENEME)
KONUKLAR:
ATTİLA JOZSEF:Şiir Sanatı(ŞİİR)
SANDOR PETÖFİ: Çağımız Şairlerine(ŞİİR)
VİCENTE HUİDİBRO: Şiir Sanatı(ŞİİR)
1 Şubat 2014 Cumartesi
EMEĞİN SANATI'NDAN 153. MERHABA
EMEĞİN SANATI E-DERGİ
1 ŞUBAT TARİHLİ 153. SAYI YAYINDA!
E-Dergiyi aşağıdaki linkten açıp okuyabilir; issuu.com'a üye olarak bilgisayarınıza indirebilirsiniz:
http://issuu.com/emeginsanati-dergi/docs/153._sayi_eme____n_sanati_e-derg__?e=9904523%2F6549368
ABDULLAH KARABAĞ:Mıhemede Benli
ADNAN DURMAZ:Son Şaki
AHMET YILMAZ TUNCER:İzleri Kaldı Gözlerimizde
AHMET TAHSİN ÇINAR:Anlıyorsun Değil mi
BEKİR KOÇAK:Yalanı Bağışlamayın Sahibine
BÜLENT AYDINEL:Aşk Sosyalisttir
CEM EREN:Laylon Leğen Olsun
ERCAN CENGİZ:Tenim Kar Yanığı
ERDEN ERDEMER:Ölü Kuşlar Tragedyası
HAKAN KAYA:O Yoksulluk O Aşk
HALDUN HAKMAN:İlk Kıyım
HIDIR KARAKUŞ:Yıldızım
HIZIR İRFAN ÖNDER:Zamana Tutsak
LÜTFİYE BOZDAĞ:Seninle Birlikte Yürümek İstiyoruz...
MEHMET RAYMAN:Yer Yatağı
MUSA SU:Kil Tabletin Şifresi
NECİP TIRPAN:Kaç Kez
NİSA LEYLA:Yaşamak Lazım Hiçleşmek Lazım
ÖZER GENÇ:Geçer
ÖZLEM KESKİN:Asansör
SEMA LALE:Şiir İçmek İstiyorum
SERKAN ENGİN:İntikamın Alfabesi/Ailem(!) ve Diyalektik
TAN DOĞAN:Bana Aydınlık Dile
VİLDAN SEVİL:Tekinsiz Bir Gece, Dört İdam
YAŞAR DOĞAN:Kutu Tvist
YAVUZ AKÖZEL:Kafka
ALİ ZİYA ÇAMUR:Çentik
Bildiğiniz gibi ülkemizde, yaşanan acayip, trajikomik, artık pek de şaşırtıcı olmayan olgularla birlikte menfaat, devlet ve cemaat üçgeni içinde ülkede baskı, soygun düzeni artarak devam ediyor. Yavuz hırsız ev sahibini suçlu çıkarır örneği bir türlü maskeleyemeseler de soyguna değil, soygun haberlerine yasaklar, sansürler geliyor. Üstüne üstlük, sosyal medyaya egemen olma adına yoğun bir sansür düzenini işletmeye koyuldular...
Bu olan biten içinde, günümüz burjuva sanat dergilerine baktığımızda, tek dertlerinin, şiir geliştirip, boyutlarını genişletmek değil şiirde anlamı tartışmak olduğunu görüyoruz. Her şeyi çözümlemişler, şiiri hayatın can suyuyla buluşturmuşlar, sıra anlamı ele almaya gelmiş gibi…
Şiirle anlamın serüveni bitip tükenecek bir serüven değil. Bir uçta, anlamla sürekli başı dertte şairler bulunuyor. Uyuyup uyanıp onunla uğraşıyorlar. Şiirde anlam rastlantısal diyenlerden, anlam düzyazıya özgüdür, şiire aykırıdır diyenlere kadar uzanan oldukça geniş bir yelpaze.
Aslında dertleri anlamla değil de doğrudan içerikle ilgili. “Şiirin içerikle ilgisi olamaz” diyecekler, ama karşılarına dikilecek dağı göze alamıyorlar. Aslında salt biçimciliğin tedavülden kalktığını onlar da iyi biliyorlar. Biçimci görünmeyi yürekleri kaldırsa anlama laf dokundurmaya çalışmak yerine içeriği bombalayacaklar. Amaçları, şiirin anlamsal temelinden birkaç çivi oynatabilmek... Ya da bulundukları sırça köşkten, genç şairlerin, şiir heveslilerinin gözlerini alarak, kendilerinin cesaret edemediklerine gençleri yöneltebilmek…
İş cinayetleriyle katledilen ne maden işçileri ne Tuzla tersane işçileri ne fabrika önlerinde direnenler ne de HESlere direnen köylüler onların imge haritalarına girer. Onların haritalarında ne gerçek aşk, ne hayat, ne umut, ne özlem vardır. Onların haritalarında benliklerinin karanlık köşelerindeki labirentler vardır, umutsuzluk vardır, boyun eğmek vardır, eğilmek vardır…
Bugün burjuva şairlerin büyük çoğunluğu konformizmin etkisinde kalarak, kendisini öteleyerek, kendine yabancı “uysal” şiirler yazıyorlar. Bunun içinde anlamsızlığın kalesine sığınıyorlar. Yalnızca kendilerini ve kendilerine biat eden azıcık okuru tatmin edebiliyorlar. Sonra da “şiir kitapları neden satmıyor” diye feryat edegeliyorlar.
Muhalif ve müdahil olamazlar. Çünkü muhalif ve müdahil şairler düzene karşı “suç işleyen” şiirler yazmaktadırlar. Onlar, iktidarın dayatmalarından ve onların verebileceği acılardan korkmazlar.
Egemen edebiyat ortamının tüm olanakları sanal bir elmadır. Bu elmayı yiyerek varlığını sürdüren ve şiir damıtan “uslu şairler”, “elma kurdu” olarak hâllerine şükredip duracaklardır.
Diğerleri ise hayatın ve kavganın içinde olacaklar, inançla, hırsla ve aşkla!
EMEĞİN SANATI
http://issuu.com/emeginsanati-dergi/docs/153._sayi_eme____n_sanati_e-derg__?e=9904523%2F6549368
1 Ocak 2014 Çarşamba
EMEĞİN SANATI'NDAN 152. MERHABA/Ocak 2014
EMEĞİN SANATI Aylık Sosyalist Sanat E-Dergisi Yıl:8 Sayı: 152 Ocak 2014
http://issuu.com/emeginsanati-dergi/docs/eme____n_sanati_e-derg___152._sayi?e=9904523%2F6162984
TÜM E-DERGİLERE AŞAĞIDAKİ LİNKTEN ULAŞILABİLİR:
http://issuu.com/emeginsanati-dergi
Merhaba,
Geçen buluşmamızdan bu yana ne sular aktı köprünün altından. Faşist
AKP, halkın, öğrencilerin, gazetecilerin, eğitimcilerin ve sanatçıların
üzerinde baskı fırtınası estirmeye devam ederken, kendi içlerindeki
yolsuzluk fırtınalarıyla epey sarsıldılar..
Cemaat eliyle
koparılan fırtına karşısında iktidar, arsızlık ve yüzsüzlük zırhına
bürünü-verdiler. Nasreddin Hoca’nin dediği gibi, “Hırsızın hiç mi suçu
yok?” sorunun yanıtları havada kaldı. Yolsuzluk operasyonun boyutlarını
elbette yazılı ve sözlü basından izliyorsunuz. Biliyoruz ki, adı
cumhuriyet olan, ama gerçekte, faşist zorbalık olan düzenlerin
dayandıkları kaynaklar “aşağıda cehalet, yukarıda hırs”tır.”
Bu konuya ait değinmemizi Ali Suavi’nin şu sözleriyle bitirelim:
“Ey adalet isteyenler! Sümüklü böcek gibi başınızı saklayarak gezmek
isterseniz, hiçbir zaman zalimler size baş çıkartmayacaktır.”
Bu koşullar içinde, gereksindiğimiz sanat, gerçekliği yansıtırken, onu
etkileyen ve değiştiren, geniş halk kitlelerinin yaşam koşullarını
düzeltmeyi amaç edinen bir sanattır. Hâlâ sanatla politikanın bir arada
olmasından ürperenlerin istediği karanlık, kapalı, içbükey sanat; bu
zulüm ve vurgun düzenine müdahale etmek yerine seyirci kalmayı tercih
eden küçük burjuvaların sanatıdır. Rahat, tehlikesiz ortamlarda en önde
görürsünüz onları; ama sıra halkla birlikte barikatlerde dövüşmeye
gelince, sıcak ve konforlu atölye ve ofislerinde eylemi dışardan
seyretmeyi tercih ederler....
Gerçek sanatçı; insancı olacak,
savaşçı olacak, halkların büyük mutluluğu içindeki o kendi sıcak duygu
ve mutluluğunu dile getirecek, konuşamayanlar adına konuşa-cak, ve hep
saygılı kalacağı kişioğlunun o evrensel özünü yansıtacaktır kendi özü
aracılığıyla... Bir anlamda, insanların top-lumsal ve özsel
duyarlıklarını keskinleş-tirecektir...
Sanat her zaman
özgürlüğe çıkıştır; baskı ile doğabilecek bir dehşetten, bir
umutsuzluktan; bir kinden, bir aşktan kurtulmaktır. Aslında anlatmak
istediğimiz, sanatçının salt tanıklığı değildir, sanatçı yaşadığı çağın
bilincidir de...
Bizim karşısında olduğumuz sanatı Turgay Ulu arkadaşın saptamasıyla belirtelim:
“Sermaye sisteminin oluşturduğu estetik ölçek içinde yer alan
sanatçılar; sorunlu, bunalımlı, hastalıklı, aşksız, tutkusuz, idealsiz,
bireyci, zavallı, açgözlü insan tipi yetiştiren bir kültürel zeminin
oluşmasını sağlamaktadırlar.”
Bu oluşumu önleme konusunda sorumluluğumuzu da yine Turgay Ulu’nun saptamasıyla verelim:
“Israrlı, süreklileşmiş ve güven veren bir kültür-sanat faaliyeti
zamanla ökçek olarak kabul edilen bir mevziiye dönüşebilir. Başka türlü
sermaye sisteminin oluşturduğu estetik ölçek kırılıp aşılamaz.”
A. KARABAĞ:Kürtçe’den Türkçe’ye Aforizmalar
A. UĞUR OLGAR:Ayakkabı Kutusu İçin Üçlükler
ADNAN DURMAZ: Kerpici Kanla Karılı Hayat Ey...
ASIM GÖNEN: Çalınmış Gülücükler Enkazı
BASRİ EĞİLMEZ:Devrimci Sanat(Çın)In Komünist Sanata Dönüşmesinde ML Eleştiri
BEKİR KOÇAK:Yalnızlığa Prangalı Sessizlikler
ERCAN CENGİZ:Solmayan Resim/Enişüri
ERDEN ERDEMER:Adliye Kâbusları
HALDUN HAKMAN:Tarih Bilinci
HAMZA İNCE: Akşam Olunca.....
İRFAN SARİ:Aşk Bizi Değiştirdi
MURAT ÖZGÖL:Tamara
MUSA SU:Pompei'de Son Gece
NECMETTİN YALÇINKAYA: Mendil Sen Kokuyordu…
NECİP TIRPAN:Toplanın, Vaktidir
NİSA LEYLA:Uzay Ve Ben
ÖZER GENÇ:Güney
TAN DOĞAN:Oğlum
TURGAY ULU:Würzburg — Berlin Mülteci / Göçmen Yürüyüşünden Tanıklıklar-XXII
YAVUZ AKÖZEL:Franz Kafka
ALİ ZİYA ÇAMUR:Emeğin Sanatı’ndan 152. Merhaba
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)