GUGUK KUŞU
keder taşır işçi elleri
acılar, büyütür yalnızlıkları
büyürdük
dizlerinin dibinde
hayatın ...
kuşlar palazlanmış Nihat kalfanın bacasında
kuşpalazı yitik çocukluğumda
boğmaca olur düşlerim
sokakların dizleri kanar ...
intihar yalnızlıklarının ipine kış sermiş Nuriye abla
morarır patlıcanlar,pıhtılaşır biberler...
Nigar teyzenin singer dikiş makinesinde bir ömür yırtığı ...
Kundura tamircisi göçmen Eminin dükkanında
ilk şarap tadı...
Arnavut Recebin bahçesinde
Bıçak ölüsü plastik toplar...
Zengin şevkinin oğlu Şahmettin'in
apartmanın tabelasına asılı ölüm severliği..
sen bu satırları okurken,
anam evde bekler beni
''nerede kaldı bu çocuk ''
gözleri cemin diyerek...
usulca sokul
üstünü ört
ve okşa saçlarını
bir öpüşlük canım var
sevgili...
dirilt içimdeki ölü kuşları...
CEM EREN
AĞAÇLARDAN DERS ALMALI
Bu sabah penceremden baktım
Bir gelin edasıyla süslenmiş
Tepede tırnağa beyazlar içinde
Çiçekler giyinmiş
Bahçemdeki kayısı ağacı
Bıldır gibi uçtaki kuzey dalı
Sarkmış bahçem duvarını
Yemişler hazırlıyor yaza
Cömertçe
Dünya denilen bu handaki yolculara
Kuşlar cıvıltısında uyandım bu sabah
Bakarken penceremden bahçeme
Arılar çiçek çiçek polen topluyor
Özgürce
Ücret ödemeden kayısı ağacına
Anlamaz seni şiirsiz yürekler
Yemişlerinde nede gölgende duranlar
Ve kuşlar özgür her dalında
Ücret istemezsin
İsterdim ders almalı senden insanlar
HAMZA İNCE
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder