panzerler dolaşıyor
hayatın kemiklerini kırarak
ölü çıkmış evler gibi ülkenin yüzü
bütün gülüşleri işgal altında
devasa bir esir kampında tutuklu gök
akşama dek güneşin kirmanında
acıyı eğiriyor parçalanmış elleriyle
gülüşleri rahat yürüyemiyor çocukların
her an bir mayına çarpmak korkusundan
her an bir mayına çarpmak korkusundan
demeçler veriliyor
sıska sırtında kemikleri sayılan umudu kandırmak için
sıska sırtında kemikleri sayılan umudu kandırmak için
“güçlüyüz” diye
bağırıyor birileri
yüzleri kayıp düşüyor kafatasından
bağırıyor birileri
yüzleri kayıp düşüyor kafatasından
kahkahayla gülmek
türküler söylemek coşkularla
bölücü bir nifaktan sayılıyor
parsel parsel satılıyor
ülkenin
tarlaları
bulutları
yıldızları
düşleri
bakanların geğirmesi
alkışlar eşliğinde
bir tezahür olarak gösteriliyor halka
burası
uzayın bilinmez bir yerinde
kör bir gezegen
türküler söylemek coşkularla
bölücü bir nifaktan sayılıyor
parsel parsel satılıyor
ülkenin
tarlaları
bulutları
yıldızları
düşleri
bakanların geğirmesi
alkışlar eşliğinde
bir tezahür olarak gösteriliyor halka
burası
uzayın bilinmez bir yerinde
kör bir gezegen
işsizlik
hapislerde müebbet
duvarları kemiriyor hırsından..
evsizlik
dozer dişlilerinde
bağıra bağıra katlediliyor
yurtdışından yapılıyor
sömürge yasaları
yok canım
mavi kelebekler gibi
her sabah
okuluna gidiyor çocuklar
kölelik eğitimi
kendi dilinden başka bir dilde
o uzak gezegenin ingilizcesi varsay
adaletin mülkü depremlerle yıkılmış
ölü satılıyor hastanelerde
bütün kalelerine girilmiş
tersaneleri zapt edilmiş ülke
karanlıkta susuyor
konuşsa yıkıcılık
gülse taammüden cinayet sayılıyor
burası uzayda bir gezegen
sömürge yasaları
yok canım
mavi kelebekler gibi
her sabah
okuluna gidiyor çocuklar
kölelik eğitimi
kendi dilinden başka bir dilde
o uzak gezegenin ingilizcesi varsay
adaletin mülkü depremlerle yıkılmış
ölü satılıyor hastanelerde
bütün kalelerine girilmiş
tersaneleri zapt edilmiş ülke
karanlıkta susuyor
konuşsa yıkıcılık
gülse taammüden cinayet sayılıyor
burası uzayda bir gezegen
sen çalış bütün ömrünce
gözyaşını alın terini tek tek sayarak
yarı aç yarı tok
gönlünce bir tatil yapma hakkın yok
bir kez bile köyünden çıkmamış milyonlar gibi
uçağa binemeden-denizlerde yüzemeden
çilenin bittiği yerde ölüp gidersin
ne vatanı kurtarırken şehit düşen dedelerinin
ne de ülken için göz kırpmadan ölecek olmanın
bir kıymeti harbiyesi vardır artık
gözyaşını alın terini tek tek sayarak
yarı aç yarı tok
gönlünce bir tatil yapma hakkın yok
bir kez bile köyünden çıkmamış milyonlar gibi
uçağa binemeden-denizlerde yüzemeden
çilenin bittiği yerde ölüp gidersin
ne vatanı kurtarırken şehit düşen dedelerinin
ne de ülken için göz kırpmadan ölecek olmanın
bir kıymeti harbiyesi vardır artık
ya dağlar ardında bir köyde esir yaşarsın
hala uygarlıktan uzak
ya da zavallı bir 657 olarak
ancak
kendinden
bir alt kademede
olana
horozlanarak
bir bakarsın geçmiş ömrün
“şol yel esip geçmiş gibi”
hala uygarlıktan uzak
ya da zavallı bir 657 olarak
ancak
kendinden
bir alt kademede
olana
horozlanarak
bir bakarsın geçmiş ömrün
“şol yel esip geçmiş gibi”
her akşam
milyon dolarlık servet sahibi vekiller
namus nutukları atarlar sana
aziz milletim
diye başlayan
belagat kurallarınca
bir sürü anlaşılmaz lafla
oysa
kendini anlatacak
hiç kimsen yok
bu devasa bataklıkta
bir sen
susarsın
zulüm panzer gibi yüzlerde dolaşıyor
kemikleri kırılmış gülüşlerde
her gün biraz daha tüketerek
gözlerin ışığını
kemikleri kırılmış gülüşlerde
her gün biraz daha tüketerek
gözlerin ışığını
burası uzayda bir gezegen
siz nereden bileceksiniz bütün bunları
ey özgür ve müreffeh ülkenin
çağdaş ve uygar insanları
burası ülkeniz değil ki
siz nereden bileceksiniz bütün bunları
ey özgür ve müreffeh ülkenin
çağdaş ve uygar insanları
burası ülkeniz değil ki
ADNAN DURMAZ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder