Emeğin Sanatı E-Dergi 169. Sayı Yeni Kanalında

31 Ekim 2012 Çarşamba

ERCAN CENGİZ: Adsız Fırtınalar Doğuyor




ADSIZ FIRTINALAR DOĞUYOR






gün güne binmiş akıp gidiyor zaman
doğa sancılı, yeryüzünü sarmış sancısı
göz yaşartıcı bir hava dolanıp vuruyor yüzüme
görmeseler de göreceklerdir bir gün
el ele verip de betonlarken toprağı
durmasını doymasını bilmeyenler
denizi kaynattılar sonunda yer - gök öfkeli
toprak ve deniz kabında durmaz artık
birbirini besleyerek yükselen dalgalar
içinde o adsız fırtınalar
buzlar erir yattığı yerde
buzlar köpük köpük köpürür bir başka mevsim olur

yer - gök bilmeli ki onlar teslim aldıkları topraklara
satılmış kalemleri besleyerek girdiler
ektiler zulüm üstüne zulüm
patlamaya hazır tomurcuklara gözdağı diye
silah seslerini dinlettiler zoraki
durmadan, doymadan dinletiyorlar hâlâ

kaçıncı çubuğuydu annemin büyümesin diye ayaklarım
o kınalı elleriyle ölçüp de toprağa gömdüğü
parmak izlerimi alıyorlarsa eğer şimdi işe yarıyordur ellerim

içimizdeki seviyi ezdik diye bir bir
dünden göremedik yarını
ve ayaklarımız dolaşmak yerine birbirine
yol alıp gitmeliydi bugün tam bir insan gibi

diyeceğim o ki
her neresinde yaşıyorsan bu dünyanın
kardeş olabilirdik ey insanoğlu
doğurmasaydık eğer kendi ellerimizle
ve de beslemeseydik bir canavar gibi
yarınlarımızı karartamazdı örneğin
suyu, şerbeti, çiçeği, meyvesi… hayvanı
böceğine varıncaya doyuran bu topraksa
kuşkusuz ellerinin üstünde taşırdı bizi


ERCAN CENGİZ


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder