bir kadın
bir sisin ardına sığınmış aşk : ürkek yorgun köz
yüreğini sırlamış bir kadın bir ömür
gözlerinde en eski haritası acının
alnındaki çizgiler dünya
savaşlardan çıkmış bir yaralı can
açlık görmüş yokluk ve ölüm
kucağında sallamış zaman denen çocuğu
emzirmiş göğüsleriyle ruhunu her mevsim
hüznü sırtına çivilenmiş kambur
derdi anlam
dilleri lâl
mezar taşlarında bırakmış son türküsünü
bir şiir biliyormuş -unutmuş
elleriyle gömmüş yedi sülâlesini tarihe -ey gülüm
bakışlarında büyütmüş ‘öfke denizi’ni -kim anlar
çamura bulamış her yarasını
sevdası bir yitik öyküde sır
elinden tutmuş bir adam / öpmüş
aralanmış gül dudakları -ey gelmez ‘söz’
susmuş gülücüğünde ilk ve son dize
dizlerinin bağı çözülmüş düşmüş
‘sonsuz bir rü’yâ’ya dalmış : soyunmuş :
sevişmiş bir ırmağın kumunda üç gün üç gece
salmış içindeki kirli kanı -ey ‘hûzur’
mavileşmiş çatlak bedeninde ol su yatağı
dirilmiş içindeki ölüler
kuş olmuş kanatlanmış cennetine
sırra kadem basacakken uyanmış
yüreğini sırlamış bir kadın bir ömür
bir sisin ardına sığınmış aşk
köz kalmış
tan doğan
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder