ESMER YÜZLÜ ÇOCUKLAR
yoksul gün görmemiş çocuklar onlar
parçalanıncaya dek giydikleri
meşhur Ankara lastiği
ama gözleri güleç çekingen esmer yüzleri
horlanmaya görsün insan tarlada, fabrikada
alnının terini silince elinin tersi
bilirim köz içinde kalır görmezi gören yürek
süzdüğüm yılların ağrısı durur dimdik ayakta
su yakar ellerimi, düşlerime biner giderim
nehre kavuşur kar suyu
sırrını damlatır parmaklarımın ucu
karşı gelemem suya, toprağa, bir de güneşe
kıyıp da saçlarına dokunamadığım çocuklar
esmer çocuklar düşer aklıma
töreye uyup sarılamadığım
elimi öptüremediğim çocuklar
kıvrılagiden nehirler tanır onları
kim dinler, toprağa gömülen yolları
suyu çekilmiş dereden başka
nasıl taşırım onları, ellerim yaralı, dizlerim dermansız…
ve zaman sırtından vururken adamı
kimsem kalmadı vedalaşacak
arkamdan bir kova su döktükten sonra
köşesinde hasret büyütüp dönüşümü bekleyecek
üzülüp sevinecek biri yok artık
doğrusu, devredecek miras da yok
diyeceklerim esmer çocuklara
umut çatlayan dudakta bir damla sudur
bir bir çıkıp kurtarabilirler kendilerini
çoğalır mı yüküm, bilemem
artık çıkabilirler gözbebeğimden
ERCAN CENGİZ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder