MED CEZİR
Sana sevdayı anlatmayacağım
Yarama bastığım tuz çürür
Yarama bastığım tuz çürür
Kehribar tesbihlere ve musallaya düşer şiir
Dize sonuna sığamayan her kafiye ölür
Dize sonuna sığamayan her kafiye ölür
Şehre ay ışığı yağmadan suladığım fidan
Kan revan çığlıklarla bir iblise dönüşür
Kan revan çığlıklarla bir iblise dönüşür
Gül rengini kaybeder bülbül sadakatini
Divanlar paslanırken bütün gazeller üşür
Divanlar paslanırken bütün gazeller üşür
Yüreğinin putperest menzillerine yürürken med-cezirlerin
Tevrat Musaya küser İncil İsayla dövüşür
Tevrat Musaya küser İncil İsayla dövüşür
Sana sevdayı anlatmayacağım
Göz geze düşman kesilir mermi namluyla öpüşür
Göz geze düşman kesilir mermi namluyla öpüşür
Sana sevdayı anlatmayacağım
Muhbir ihanetiyle kalır ihanet dille örtüşür
Muhbir ihanetiyle kalır ihanet dille örtüşür
Ben diye başladıkların aslında son istasyonudur öykünün
Soğan kendini bize kırar somun kendini bizle bölüşür
Soğan kendini bize kırar somun kendini bizle bölüşür
Sana sevdayı anlatmayacağım
Sonra sevda ne düşünür
Sonra sevda ne düşünür
BÜLENT AYDINEL
BOHEM
çocukların ulaşamayacağı
bir yere kaldır sözlerini
sonra da ağla
nasılsa hiçbir zaman
b ü y ü y e m e y e c e ğ i m
bir akşam vakti sevgilim
-bir akşam vakti-
gözlerinden çam kokusu dökülsün yüzüme
ellerin saçlarımda dolaşsın
ve bir akşam vakti çocuklar oynarken sokakta
gözlerimden öp sevgilim
nasılsa hiçbir zaman
büyüyemeyeceğim
bir yere kaldır sözlerini
sonra da ağla
nasılsa hiçbir zaman
b ü y ü y e m e y e c e ğ i m
bir akşam vakti sevgilim
-bir akşam vakti-
gözlerinden çam kokusu dökülsün yüzüme
ellerin saçlarımda dolaşsın
ve bir akşam vakti çocuklar oynarken sokakta
gözlerimden öp sevgilim
nasılsa hiçbir zaman
büyüyemeyeceğim
CİHAN ALKAN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder