BOŞ KOVAN
Doğduk doğrudan dosdoğruya
Giyindik kanla, canla gerçekle
Yalan değmedi tenimize,
Eğri oltalar düştü gölgemize
Eğri boyunlarına eğri yalanlar takılı
Av olduk kanlı kasalara
Kara para yapıldı küllerimizden.
Buldu çocuklar bir kovan,
Barut kokusu yok olmuş mermisiz
Geçmişin külleri dağınık çevrede
Yalnızca yasak bir dil
Yalnızca bir isyan çığlığı
Tüm yalanları kavuran
Doğanın erişilmez yasasını sunan
Yeşil yapraklardan sulara
Özgür emekten bağımsız ufuklara.
MUSTAFA SÖYLEMEZ
LAMA
Ne yani
Hakem düdüğü müdür şair
Zaman’ında ötecek
O zaten kesilecek bir baş biriktirme şehvetindedir
Asit yağmuru altında çelik yontma planemosu
Pazar’lardan uzak durup
Mavi güller sunar yürekten
Kiminin yüzüne tükürebilir
ÖZER GENÇ
ÖLMEK YAŞAMAKMIŞ…
”Erdal Eren’e”
Ölmek Yaşamakmış…”
Beni bir ölüm anladı bu çağ yangınında,
Bir de onursuz işkenceler..
Siz bakmayın on yedi’sinde olduğuma,
Ben dünyanın en büyük adamıyım aslında..
Böyle fısıldamıştı tanrı kulağıma, son nefesimde.
Bakın işte;
Sonum nasıl da kurtardı vatanı!
Kimsenin benim kadar sevemeyeceği,
Bu eşsiz,
Bu yalnız vatanı..
Kanım nasıl da akladı nice celladı!
Yok yok..
Sakın,
Sakın turnalar küsmesin gökyüzüne ben yokum diye..
Sakın yıldızlar geceyi ışıksız bırakmasın,
Güneş inadına doğudan doğmayı ihmal etmesin..
Ve yoldaşlar,
Ve gardaşlar,
Ölüm, bazen en onurluca yaşamakmış..
Ölüm, bazen yeni bir başlangıçmış..
Sesiniz susmasın,
Yüreğiniz tükenmesin..
Sizlerleyim ebediyen…
Beni unutmayın..
“Erdal EREN’i saygıyla anıyoruz”
ŞERWAV HAMZA SİZER
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder