RÜZGAR DA ISLANIR
şimdi ıslanabileceğin kadar yağmur yağıyor
sevgili.
yitik bir nisan say bu son baharı
ay süzmeleri düşer gibi kayalıklara
çizmiş bedeninin haritasını.
ve ıslanmış saçlarını toplarmışım bedeninden
ölüm kalbimin ritmini tutar heyecan sınırında.
rüzgar da ıslanır
gözlerinin renginden eserken,
duvarları ıskalamayan bir rüzgar oldum bu gece
kafa kafaya, aşk çarpmışa dönmüşüm
aşk akıyor bak alnımın ortasından kırmızıyı kuşanmış.
faraza
yitik bir nisandır bu sonbahar.
koparmış gibi damarından akan bu yağmuru
yaşamak kadar ömür diliyorum senden
ve ölmek kollarında dans edermişçesine
ölmek
nerden düştü ki bu çiselemelerden aklıma
olsun
değimlidir ki seni sevmek susmak
susmak…
bir çeşit nefessiz kalmak.
ve gözler…
o çok tanıdık haldeler işte…
ela nefesleriyle...
gözler kadar tanıdık
birde omuzlarımdan aşağıya sırılsıklam akar bir akşam
avuçlarımın içi yıldız yıkamış
ceplerimde öyle sıcak bir düş
nasıl söylenir bilmem ki
ben firarları tanımadım hiç
şişeden kadehe bile
böyle bir iklim
yağmurdan boşalır üzerimize
gözlerini aç
aç gözlerini
benim işte…
İRFAN SARİ
DELİ
Deli misin diye soruyorlar bana
Çılgınlık hergün bir balyoz gibi inerken beynimize
Bir mezar kazıcı sorgusuz sualsiz dalarken düş bahçemize
Deliyim kardeşler,
Düş kurmanın en büyük hastalık sayıldığı bu yerde...
Kar yağarkenki heyecanı devam etsin diye çocukların
Hiç kimse, hiçbir yaşta umudunu kesmesin diye aşktan...
Deliyim kardeşler,
Sizin unutmak istediklerizi
İnadına hatırlamak ve hiç unutmamak için
Siz kaçarken hanenizi kül eden o yangından
Bir avuç su atabilmek için...
Evet, deliyim kardeşim,
Göğün sonsuz mavisi
ve akşamüstü esen o tatlı rüzgar
Yasak edilmesin diye sana...
Gecen ve gündüzün
günlerin ve ayların
ve ömrün talan edilmesin diye
“yaşadım” diyebilmen için son anında...
MELİH COŞKUN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder