ÜTOPİK OLANI GERÇEĞE DÖNÜŞTÜRMEK MÜMKÜN!...
BÜYÜK BİR ÇABA VE TUTKU GEREKTİREN BİR EMEĞİN, YURTTAŞ BİLİNCİ VE SORUMLULUĞUYLA GERÇEK ANLAMDA BİR KAMUSAL HİZMETE DÖNÜŞMESİ…
Tepecik beldesi, Aydın il merkezine 3 km uzaklıkta küçük bir tepe üzerine kurulmuş, bu gün için nüfusu 4350 olan bir yerleşim yeri. Bu küçük beldenin kaderi 2009 yerel seçimleri ile değişir. Tepecik, 1994 tarihinde belde olarak belediye teşkilatını kurmuş, 3 dönem DYP’li belediye başkanı tarafından idare edildikten sonra 29 Mart 2009 seçimlerinde görev, belde halkı tarafından CHP’li başkan Tuncay Olgun’a verilmiştir. 15 yıllık DYP’li başkandan görevi devralan Olgun; “bütün Belediye Başkanları gibi beldeme bir şeyler vermek için düşünmeye başladım. O dönemde beldemiz hiç bir şeyi ile anılmıyordu. Diğer iller gibi ne kirazı, ne eriği ne de şarabı vardı. Ben de kültür ve sanat festivali düzenlemeyi ve bu vesile beldemizin adını duyurmayı düşündüm.”
Bu küçük Beldede önce bir dernek kurulur. Tuncay Olgun’un öncülüğünde 2010 yılı Şubat ayında Aydın Tepecik Belediyesi ve Tepecik Ekonomik Sosyal Kültürel Sportif ve Bilimsel Faaliyetleri adı altında kurulan dernek hayata geçer.
Bu derneğin Tepecik Belediyesi ile ortaklaşa düzenlediği Tepecik 5.Uluslararası Kültür Sanat Festivalinin bu yıl beşincisi düzenleniyor. Bu yıl 27 Mayıs-1 Haziran 2013 günleri arasında gerçekleştirilen Festivale Resim, Heykel, Mozaik, Ebru Sanatı ve Kukla Yapımı ve Müzik dallarında toplam 143 sanatçı katılıyor. Sanatçıların beş gün boyunca üretecekleri eserleri, Çalıştay sonunda Tepecik Sanat Parkında sergileniyor. Bu yılki festivalde halk konserine Yüksel Yalova Güzel Sanatlar ve Spor Lisesi Klasik Müzik Orkestrası ve sanatçı Tolga Çandar katılıyor.
Tepecik CHP Belde Başkanı Tuncay Olgun, festivalin amacının “yurt içi ve yurt dışından sanatçıların katılımı ile Beldemizde barışa adanmış bir sanat parkı oluşturmak ve genç nesilleri açık bir kamusal alan olan Tepecik Kültür Sanat Parkında sergilenecek eserler ile buluşturmak, gelecek nesillerin sanata ilgi duymalarını sağlamak. Resim, heykel, tiyatro ve şiir dallarında uluslararası üne sahip sanatçıları çocuklarımızla birlikte sanatla iç içe bir hafta geçirmelerini sağlamak. Resim ve heykel dalında etkinliğimize katılan sanatçılar ile beldemizdeki ve civarımızda bulunan okulların öğrencileri birlikte resim ve heykeller yapıyorlar. Festival boyunca çocuklarımız işin duayenlerinden çalışmalarını yakından görüyor ve inceliyorlar. Sanatçılar yaptıkları eserleri bize bağışlayacaklar. Geçen yıl yapılan etkinlikten birçok tablo sanat parkımıza kaldı. Bu yıl da yapılacak eserlerle önemli bir koleksiyona sahip olacağız. Bu eserleri birçok yerde sergileyip Belde’mizin adını duyuracağız. Festival süresince oluşan dostluk ve kardeşliğin yanı sıra sanatçılar çocuklarımıza rol model oluyor, bu esnada üretilen eserler Tepecik Belediyesi ve Tepecik Beldesi, Ekonomik, Sosyal, Kültürel, Sportif Ve Bilimsel Faaliyetler Derneğine bırakılarak beldemizin çeşitli yerlerinde sergileniyor ve gelecek kuşaklara aktarılacak önemli bir kültür mirası biriktirilmiş oluyoruz.”
Bu coğrafya, 1470’li yıllarda Osmanlı İmparatorluğundan, Balkanlara yerleşen Müslüman Türk nüfusu, Osmanlı İmparatorluğunun bu topraklarda güç kaybetmesiyle 1920’li yıllarda yine kendi anavatanlarına dönmeye başlarlar. Bu süreçte Tepecik Makedonya, Arnavutluk ve Yunanistan’dan göç almıştır. Bu nedenle Tepecik Ekonomik Sosyal Kültürel Sportif ve Bilimsel Faaliyetler Derneği ve Makedonya Cumhuriyeti Ankara Büyükelçiliği işbirliği ile etkinlikler düzenlemiştir. Düzenlenen bu etkinliğe Makedonyadan medya mensupları ve bazı kuruluşların temsilcileri gelmiş, İzmir ve Aydın'daki Makedon Göçmenleri Derneklerinin temsilcileri, Makedonya'da gelen gazete ve televizyoncular katılmıştır. Tepecik Belediye Başkanı Tuncay Olgun, etkinlikteki amaçlarının Türkiye Makedonya Arasındaki sosyal ekonomik kültürel ilişkilerin geliştirilmesi iyileştirilmesiyle beraber Aydın'da bulunan tarihi zenginlik ve kültür varlıklarının tanıtılması olduğunu vurguluyor.
Bir açık hava sineması yapılmış ardından da belde için önemli olan bir köprü çalışması yapılmıştır. Belediye Başkanı Olgun, “Yaptığımız köprünün fiziksel özellikleri, uzunca bir süre ortaya çıkabilecek trafik yoğunluğu gereksinimine yanıt verecek yeterliliktedir. Son yıllarda özellikle kendini hissettiren ulaşım sorununu, bu köprüyü yaparak modern bir yaklaşımla çözdüğümüzü düşünüyorum.” diyen başkan “sorunu çözmek için işe koyulduğumuzda, sadece ulaşım ile ilgili sorunu çözmeyi değil, aynı zamanda estetik bir obje yaratmayı da hedefledik.” Bu anlayışla köprü kenarlarına yaptırdığımız sütunlar üzerine, sanat objeleri yerleştireceğiz. Çünkü modern kentlerin oluşumunda estetik objelerin kente önemli bir değer kattığını biliyoruz.
Heykelleri yıkan iktidar partisinin bu tavrına karşın bir belde başkanın sanata ve estetiğe bu kadar değer vermesi örnek bir tavır.
Belediye başkanı Olgun, Türkiye ile Makedonya arasında kültürel etkinlikler yaptıklarını Bitola ve Negotino kentlerinde sergiler açtıklarını, Makedonyalı sanatçıların da Türkiye’de sergi açtıklarını ve böylece sanatın birleştirici etkisiyle kültürlerarası bir köprü kurulmuş olduklarını ifade ediyor.
Tepecik Belediyesi ayrıca başka etkinlikler de düzenliyor. Makedonya’dan değişik dönemlerde göç eden aile bireylerinin kültürel gelişimlerine bir ölçüde katkı sağlamak amacıyla Makedonca dil kursları düzenliyorlar. Başkan Olgun, düzenlene dil kurslarının, göçmen ailelerin kültürel mirasın korunması ve geliştirilmesi için iyi bir fırsat oluşturduğunu ifade ediyor. Balkanlar’ın Yugoslavya-Makedonya bölgesinden Türkiye’ye ilk göç hareketinin 1877-1878 yıllarında, ikincisinin 1912-1913 Balkan Savaşı zamanında, üçüncüsünün 1923-1951 yıllarında, sonuncusunun ise 1952-1967 döneminde gerçekleştiğini belirten Olgun, bu göçlerle anavatan Türkiye’ye gelen ailelerin önemli bir kısmının Ege Bölgesine yerleştiğini ve göçle gelen ailelerin çocukları ve torunları, kendi kültürlerini yaşamaktadırlar. Dil kursu da onlara bu alanda katkı sağlayacak önemli bir destek. Tepecik, Çeştepe, Ovaeymir ve Kadıköy’de yoğunlukla yaşayan Makedon göçmenlerinin yanı sıra Makedonca diline meraklılarının da katılabileceği kursta; Makedoncanın yanı sıra Makedonya tarihi ve coğrafyası dersleri de verilmektedir. Kursu tamamlayan kursiyerlere ise Makedonya Eğitim Bakanlığı onaylı ilkokul diploması verileceğini belirten Başkan Olgun, kursiyerlerin, Makedonya’da ilkokul eğitimi almış ve mezun olmuş sayılacaklarını belirtiyor.
Türkiye’de anadilde eğitimin önemi yeni anlaşılmışken bu konuda kazanımlar henüz elde edilmişken Tepecik belde başkanın dil konusunda gösterdiği hassasiyet hayli önemli.
İktidar partisinden olmayan hatta ana muhalefet partisinden olan bir belde başkanı olarak bu festivalin altından nasıl kalkıyorsunuz. Hükümet size mali destek veriyor mu? Diye sorduğumuzda başkan Olgun şunları söylüyor; “Bu oldukça zor, hatta çok ama çok zor oluyor. Sanki bu mücadeleyi ülke dışında bir yerleşim yeri için yapıyormuşum gibi karşılanıyorum desteği bırakın anlaşılamadığımı düşünüyorum ve bu nedenle hiç ama hiç destek alamıyorum. Civardaki işletmelerin bazılarından, esnaftan ufak tefek yardımlar alarak bazen de gönüllülerle birlikte birazda beldemiz bütçesinden bu festivalleri gerçekleştirmeye çalışıyoruz.”
Başkan Olgun için imkansız diye bir şey yok. Yenilikçi, devrimci bir enerjiyle mücadele ederek zor koşullarda olmazı olur hale getiren, kamusal hizmeti zorunluluktan ziyade sevgi ile aşk ile yapan bir kamu görevlisi. Basından takip ettiğimiz kadarıyla Tepecik beldesinde Aydın ve İzmir çevresinde ve Makedonya’da sevilen ve sayılan biri. Türkiye’de gördüğümüz ender yöneticilerden biri. Ücretsiz su hizmeti veren İzmir’in Dikili Belediye Başkanı Osman Özgüven gibi. Tabi Türkiye’de pek rastlanmayan ve iktidarların alışmadığı bu uygulamalar da cezasız kalmıyor.
Başkan Olgun’un zor koşullara karşı verdiği mücadele, gösterdiği çaba bir kişilik ve karakter özelliğinden kaynaklanıyor. Kendisi bu durumu şöyle ifade ediyor; “Zor koşullarda geçen çocukluk ve gençlik çağlarım bana zorluklarla mücadele etmeyi çocuk yaşta öğretti. Çocukluğum kendimize ait tuğla ocaklarında çalışmakla, pazarda çorap satmaktan sigorta poliçesi satmaya kadar marangoz atölyelerinde çalışarak geçti. Marangozluk yaptığım dönemde Güzel Sanatlarda okuyan öğrencilere tuval ve şovale (üzerinde resim yapılan sehpa) yapıyordum şimdi ise ressamlarla, heykeltıraşlarla ve güzel sanatlar öğrencileriyle iç içeyim. Ben tuval yaparken bir marangoz emekçisiyken de aynıyım bir belediye başkanı iken de. İnsanların arasındaki statü farklarına inanmıyorum. Önemli olan insan olabilmek.”
Tepecik Belediyesinin beş yıldır kültür sanat faaliyetleri çerçevesinde 3 kıtadan uluslararası sanatçıların katılımı ile gerçekleştirdiği kültür-sanat atmosferi giderek genişlemekte. Kısıtlı imkânlarla da çok şeyler yapılacağını bize gösteren Tepecik Belediye başkan Tuncay Olgun’un sanat ve kültüre verdiği önem diğer belediye başkanlarına da örnek oluşturacak kadar önemli ve kayda değer. Büyük bir çaba ve tutku gerektiren bu emeğin, yurttaş bilinci ve sorumluluğuyla nasıl gerçek anlamda bir kamusal hizmete dönüştüğünü görmek hayli etkileyici.
Tepecik beldesindeki hurdalığı temizleyerek, düzenleyerek 14 dönümlük bir alanı sanat parkı olarak tahsis etmesi, başkan Tuncay Olgun’un takdirimizi kazanması için yeterli. Sanata inanan bir belediye başkanın küçük bir beldeden nasıl büyük bir dünya yarattığını görmek bizi hem şaşırtıyor hem de gururlandırıyor. Başkanın özellikle festivalin amacını yurt içi ve yurt dışından sanatçıların katılımı ile Tepecik beldesinde barışa adanmış bir sanat parkı oluşturmak ve genç nesilleri sanat ile buluşturmak olarak belirlemesi ülkemizde sanata ve kültüre verilen ehemmiyetsizlik karşında çok özel bir ilgiyi hak ediyor.
Festival sonunda oluşturulacak sanat parkının zamanla modern bir açık hava sanat müzesine dönüşmesi Türkiye’de ilklerden biri olacak.
LÜTFİYE BOZDAĞ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder