kalan zaman
her güne bir baykuş sesiyle uyanmalıyım
bir yudum su deymeli yanık ağzıma
titrek ellerimle eşemeliyim bir avuçluk toprağı
bir tohum ekmeliyim halimce
bir şiir okumalıyım güneş diye hava diye can diye
titremeliyim üzerine yaz-kış demeden
saçlarım dökülmeli bir bir ve ak
köz gözlerim buğulanmalı biraz daha
ölüm türküleri geçmeli arada bir aklımdan
arada bir bir tebessüm diye sızlatmalı ruhumu mavi anılar
denizi düşlemeliyim: denizleri
bir yaprak kadar sevinmeliyim kalan ömrümce
bir kuş kadar çırpınmalıyım zaman içre
sonra yaşlı sonra yorgun bedenim uyuklamalı bir sayrı rüya üzre
bir baykuş sesiyle uyanana dek
TAN DOĞAN
YİTİK ZAMAN DÜŞÜ
-Koptu Kızılca Tufan Ferman Boynumda-
Sağanak dökül ofların ağrısından
Sicim sicim yağ yunsun küskün gece
Çeksin kapaklarını kör gözleri kapansın
Aksın oflarımız kızılca sarı nehirlere
Yankısıyla kentler kasabalar inlesin
Yangın yüreklerimizin çılgın öpüşleriyle
Türkü boyu sıradağlar dinlensin
Uzansın düşlerin kaçak düşlerime
Yabancın değildir bir seninle sendir
Var sen boşalt bu limana yükünü
Yaşamımızın boynunda yağlı kendirlerdir
Ölüm sessizliği hükmünü sürdürse de
Biz ki hep o sese o ışığa yürüyenleriz
Sür sözün izini gece ışıldasın bizde
Geceyi kime yazsak uykusunda
Kimdir bu vakitte ayakta olan
Hangi kırık kapı çıkar karşımıza
Sorgular kovalarken uykusunu yakan
Gözleri kıpışık gece ateş deryasında
Suya yazılmayan olsun yaşanan
Sen kanatları bağlı kuş uçamazsın değil mi istesen de
Tutkuların koynunda tutuk kalmış hangi vurgun gündü
A canım bir kent böyle bürünür mü ölüm sessizliğine
Bu kalp ağrımı büyüten geçip giden yitik zaman düşü
VEDAT KOPARAN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder