HÜZNÜM ÇIĞSİLAH
Tuncel Kurtiz için…
“ben bu dağların yalancısıyım”
özlemler biriktirdim bin yıl on bin yıl milyon yıl
haykırdım dağlara dağlara dağlara
sesime binlerce ses olarak katıldılar
sandım ki
dağların da özlemleri benimle aynı
sandım ki
hayatın önüne dikilen tüm dağlar bana düm düz yol olur
ya da ben dağları aşan bir yol olurum
bulutlar kanat
varırım sandım özlemlerimize
ama sadece kuru yankılarmış dağların çığlıkları
onlar orman orman şarkılar söyledikçe
onlar bulut bulut dünyanın dört bir yanına gidip geldikçe
bekledikçe
yaşamın önünde yükselen tüm dağların ardına yığdım bütün düşlerimi
dağlara vurdum kendimi
aşar da varırım sandım
dağlar bana patikalar sundu
zorluklar sarplar
ve ellerimi parçalaya parçalaya çıktığım uçurumlar
ben aşacağım sandım
onlar aşacakmışım gibi sardı beni
“dağların yalancısıyım”
kartallar benden şanslıydı uçup gittiler
bulutlar benden güçlüydü mavilikte yüze yüze dolandılar
sular benden şanslıydı aka aka yara yara ötelere vardılar dedim
zordu dağları hayatın
hangisinin zirvesine çıkmışsam
başka bir dağ çıktı karşıma daha dik
hayvanlar benden daha şanslıydı ağaçlar bitkiler benden şanslıydı
hep oradaydılar
ne yalnızlık ne ölüm ne ev bark-ne para pul umurlarında
öyleyse ağaç olunmalı,belki bir karaca bir keklik
dağlarda ise
madem ki arkalarında özlemlerim diye karşıma her defasında başka dağlar çıkıyor
hangi dağı aşan bir yol olsam
arkasında yeni uçurumlar kesiyor yolumu madem ki
o gün bu gündür
dağlarda dolaşan bir şakiyim gayri
özlemlere giden yolları kesen yaşamın dağlarına hükmetmek için
yıkılması gereken
yaşamın ve insanlığın önünde duran dağlarmış
anladım bunu usta
bu yüzden kalbim bombadır döşümde
hüznüm çığsilah …
27.09.2013 15:33
ADNAN DURMAZ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder