Emeğin Sanatı E-Dergi 169. Sayı Yeni Kanalında

14 Ekim 2011 Cuma

ERCAN CENGİZ: Şairsen Eğer, Şaire




—şairler mi dediniz, ötekilerin adına
bin bir parçaya ayırıp da yüreğini
gizli gizli en çok ağlayanlardır onlar-


sabrını sınama bu şairin
toprağına salmıştır kökünü diyorum
kızıldır gözleri ve kızıl akar
toprağa düşen her çocuğun gözünde


şairsen eğer, şaire
bazı şeyleri tersinden okumasını
bilmelisin dostum, bilmelisin artık
savaşın barışı, barışın savaşı doğurduğunu
ve tersinin de düzünün de bu dünyanın
bir parçadan ibaret olduğunu
bu yıkılası, bu kara düzenin, bu sömürünün
ve akını yaratabileceğini de bir arının


şairsen eğer, şaire
hani bilmediğin olur
hani çözemediğin, yalpaladığın
düştüğün yollar, kalktığın kaldırımlar falan
dişiliğin, erkekliğin umurumda değil, inan
cinsiyeti yoktur şairin diyorum sana
cinsiyeti yoktur şairin, ölümün
ırkı, dili, dini, rengi de öyle
haydi çıldırtma da anla insanı
insanın sınırlara sığmayacağını
büyüttüğün, büyüdüğün burun görünür bak
ve duygunun beş para etmediği anlar
ya da gırtlağında düğümlenen bir şeyler
vardır benden gizlediğin diyorum sana
illa ki vardır diyorum inatla
anla dostum, anla şair, şaire anla


şairsen eğer, şaire
bir şairin gülerken kahkahalarla
anlamalısın dostum, anlamalısın şairce
o an hıçkıra hıçkıra
senin yerine de ağladığını sabaha kadar
bu kahrolası düzende ötekilerin de yerine
dökülen her damla kanda
sıkıştığında yüreği


şairsen eğer, şaire
kozasından çıkar gibi çıkmalısın kendinden
çıkmalısın dostum, çıkmalısın diyorum sana
patlarcasına tomurcuğundan
bin bir parçaya parçalayıp da canını
başka da yolu yok bu düzenden kurtulmanın
dünyanın en uyduruk köşesindeki
en uyduruk hücresinde sen varsın
bil ki doğurmak için yeniden
yeniden aramalısın kendini, haydi durma
orda insanlığını aramalısın dostum
bir anaç gibi insanlığını ve dimdik ayakta


şairsen eğer, şaire
tanımalısın dostum, tanımalısın diyorum
seviyi, aşkı, direnci, dirilişi
ve ihaneti haliyle bu kara düzenin
ve mazlumun dökülen her damla göz yaşında
hece hece sökmesini de tırnaklarınla
düştüğü o kara topraktan çıkarıp
çocuklara muştulayacağın geleceğini de elbet
unutma şair, unutma şaire


yoksa
yoksa neye yarar söyle
gecenin bir yerinde senin o tir tir
titreyen yüreğinin
altına gizlenmiş göz yaşları ve ben
ve katlandığın bu karanlık…ve soğuk
ve kanatlanıp uçmaya hazır bu yürek
ve kahrolası bunca zulüm
neye yarar, söyle neye


şairsen eğer, şaire
üç çekiç ağırlığında geceye bıraktım üç noktamı
ister gör, ister görmezden gel
her şeyden habersiz can vereni
ama sen, sen de anlamazsan şair, şaire sen
sabahlıyorum hücrende bilesin
senden de habersiz
ve tümüyle yalnızım artık, yapayalnız
bilesin yalnızım, bu daracık hücrede…
ama o dünyanın bütün düğümlerini
tutmuşum elimde, unutma yumruğumdur benim
şafak söktüğünde çözeceğim birer birer


ve babam gülerek diyor ki ordan
ne yapacağını biliyor oğlum
heceleyerek söktüğü Türkçe’siyle o işkencede
ve hâlâ işkencede şair, şaire
hala işkencede sınanıyor direncim
gel de bağla gözümü, gel de bağla
artık akmasın göz yaşım
ölmek değil
gülmek istiyor gözlerim



ERCAN CENGİZ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder