KARA PERÇİN
Mahyalara döktüler mahsus martavalları
Okkasız ölçüp biçtiler omurgasız okuntuları
Nadasta zihinleri nalladılar narsis hezeyanlarla
Götürü gururlarına heder ederken heveslerini
Döküldüler arım dürüm sanat drenajına
Okkasız ölçüp biçtiler omurgasız okuntuları
Nadasta zihinleri nalladılar narsis hezeyanlarla
Götürü gururlarına heder ederken heveslerini
Döküldüler arım dürüm sanat drenajına
Kosinüssüz hesaplar kornere düştü
Bilimden bihaber bisküvi korsanları
Birdirbir oynaya dursun kendi bahçelerinde
Orlon oktavlarda araya dursunlar kırkbirinci ada’yı
Kopçası kopuk konsomasyon aslanları,
Bir sis sardı ağlarıyla özlemlerin şavkını
Bilimden bihaber bisküvi korsanları
Birdirbir oynaya dursun kendi bahçelerinde
Orlon oktavlarda araya dursunlar kırkbirinci ada’yı
Kopçası kopuk konsomasyon aslanları,
Bir sis sardı ağlarıyla özlemlerin şavkını
Ufka kar yağıyor donuyor çağrısız aşklar
Kısık sesli bahçelerde ıslıklar yasak
Hoyratça bellenmede cehennemde belleklerimiz
An geldi puhular dadandı gül bahçesine
Sloganlar silindi yaşlı taş duvarlardan
Yılanyastıkları doldurdu dört yanı dört köşeyi
Yüzler buruştu, yumruklar gevşedi zamanın iğlerinde
Çöktü çökecekken kara geceden kara pus
Zımbalanırken ucun ucun tan yeri
Bilinir, alanlar ve dağlar barındırmaz ürküyü
Bu perçini söker dudaklarında marşlarla emekçiler
1 Mayıs’ta söyleriz bir ağızdan aynı türküyü
Kısık sesli bahçelerde ıslıklar yasak
Hoyratça bellenmede cehennemde belleklerimiz
An geldi puhular dadandı gül bahçesine
Sloganlar silindi yaşlı taş duvarlardan
Yılanyastıkları doldurdu dört yanı dört köşeyi
Yüzler buruştu, yumruklar gevşedi zamanın iğlerinde
Çöktü çökecekken kara geceden kara pus
Zımbalanırken ucun ucun tan yeri
Bilinir, alanlar ve dağlar barındırmaz ürküyü
Bu perçini söker dudaklarında marşlarla emekçiler
1 Mayıs’ta söyleriz bir ağızdan aynı türküyü
ALİ ZİYA ÇAMUR
BİR MAYIS
bir sokum daha
onca açlığın yerine geçer
bir öğün olur sana
yediğin her lokma
onca açlığın yerine geçer
bir öğün olur sana
yediğin her lokma
yutkunduğun zamanları getir
sonra bir suskunluğa uyarla
emekten yemeğe geçemediğin
günlerin hatırına
katılalım bir mayıslara
sonra bir suskunluğa uyarla
emekten yemeğe geçemediğin
günlerin hatırına
katılalım bir mayıslara
bir gün gelir
açarlar bohçanı
akşam güneşini sar sarmala
öyle çık yola
açarlar bohçanı
akşam güneşini sar sarmala
öyle çık yola
yüzüne bulaşan kara
senin aydınlığındır
bin metre yerin altında.
senin aydınlığındır
bin metre yerin altında.
MEHMET RAYMAN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder