Emeğin Sanatı E-Dergi 169. Sayı Yeni Kanalında

30 Nisan 2012 Pazartesi

ERCAN CENGİZ: Rüzgâra Karşı—ABDULLAH ORAL: Her Mayıs Sabahı


RÜZGÂRA KARŞI



arka arkaya aksi yönde akınca bulutlar
mevsim değişir uçuşur gider yapraklar
tepeyi süpüren tipi çukura doldurur
üst üste vurunca dalda kalır dikeni
gün doğsa ne çıkar sararıp düşen yaprağa

vuran vurmuştur boynu bükük gelincik
uçup giden kuşlar dönüp geri mi bakar

zoraki soğuk nefesiyle tanışır insan
her fırtına bir başka havada silkelerken adamı
boğazına düğümlenen söz kalır düşen canın ardından

yokluk yapmıştır yapacağını entarisini sürüklediği yollarda
sessiz sedasız örtülür üstü ekşi yüzlü kadının

rüzgar kendini gösterir, fırtına konuşturur adını
zamansız gelen zamana karşı
ayakta durmak mı direniş, kazanmak mı mevziyi

kenger tanır rüzgarı, kenger ki arsızdır
usanmadan meydan okurken derindedir damarı
fırtınanın eliyle tohum eker toprağa
bundandır fırtınanın hıncını saptan çıkarması


ERCAN CENGİZ




HER MAYIS SABAHI

ADNAN DURMAZ


Her mayıs sabahına uyanan gözler
Kışkırtır içimdeki açlık ordusunu
Dalga kıranları yıkarak gel git ler
Denizin türküleriyle düşer yollara

İçimde kök salan umut başlar yürümeye
Deniz olur taşar caddeler
Kıyılara vurur köpek balıkları
Kaçmak için emeğin sıcak sularından

Her mayıs sabahı kapımı yoklar dalgalar
Bir deniz türküsü düşer dilime ki
Kendi sesime kendim- erir karışırım sulara
Yusufçuklar kanat çırpar penceremde.

Ve her mayıs sabahı üç karanfil koklarım
Salarım sevdamı göklere güvercin kanadında
Haykırırım öfkemi her solukta çığlık çığlığa
Her mayıs sabahı-
Çığlıklara tutunarak yükselir denizlerin adı göklere


ABDULLAH ORAL

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder