Emeğin Sanatı E-Dergi 169. Sayı Yeni Kanalında

14 Ekim 2012 Pazar

SEZEN EREN TUNAKAN: Duvarlar dile geldi





DUVARLAR DİLE GELDİ








Milyarlarca kum tanesinden sadece biriydim.
Aldılar beni ve milyarlarca kardeşimi ırmaktan.
Çıkardılar özgürlüğümüzü söküp sinesinden ırmağın.
Getirdiler
Kardılar harç diye.
Diktiler duvar diye
Diktiler mahpuslar için.
Zindanlar, işknecehaneler yaptılar
Utanca ortak olalım diye
Elem ve kederi ta iliklerimizde hissedelim diye
Diktiler bizi duvar duvar

İnadına sustuk duvar duvar
Yüzyıllar sürdü suskunluğumuz
Ses vermedik birbirimize
Kaldırıp başımızı bakmadık birbirimize.
Belki fısıldadık sessizce
Ancak duyduk birbirimizi, için için ağladık
Ah çektik derin derin, hayıflandık dünyaya.
Gün oldu tanıklık ettik işkencelere, duvar dibi olduk işkencecilere
Kurbanın celladına bakışında sakladık gözyaşlarımızı.
Gün oldu tacizlerin, tecavüzlerin, karşısında tükendik dedik, tükenmedik.
Sessiz çığlıkların çaresizliğine baka kaldık öylece,
Hücrelerde yankılanan acı ağıtarla ağladık, ağlatıldık.
Esaretin özgürlük marşına tebessüm
Yanık türkülere hüzünler döktük
Prangaların sesinden utandık utandık utandık…
Gün oldu bayram tadında gülüşmelere sevindik çocukça, çocuk gibi.

Ve gün oldu, devran döndü dile geldik

Daha korkunç duvarlar gördük
Dikilmiş, iki ayak üstünde yürüyen
Katı, kas katı yürekleriyle insan kılığında yürüyen duvarlar
Bozduk suskunluğumuzu, dile geldik.
Bağırdık, çığlık olduk duvar sessizliğinde
Bir bir söylemek istedik
Tanığı olduğumuz utançları haykırmak
Sanığı olduğumuz hapisten firar etmek,
Eritmek betonu, çimentoyu
Haykırmak özgürlüğü yürüyen duvarlara
Korktular önce!!
Çünkü yürüyen duvarların harcında
Öfke, kin, nefret,
Daha çok düşmanlık
Daha fazla gaddarlık gördük
Taştan soğuk
Betondan sert
İnadına yobaz,
Diz çökmeli önce
Yıkılmalı
Gidelim dedik hep birlikte
Biz durdukça, ötekiler de duracak, insanım diye
Atalım kendimizi en derin uçurumlardan
parçalansın bedenimiz
Ezilsin yüreğimiz
Sustuk hep birlikte
Canlandı duvarlığımız anılarımızda
Ne biz savunabildik duvarlığımızı ne de siz
Utandık utandık utandık…
Ezildik ağırlığımızla…
Küçücük bir kum tanesi olup
Kaçmak istedik derelere
Yarım kalmış bir hikaye gibi ağladık ardı sıra
Özgürlük türküleriyle
Yanık yanık çağlayan ağıtların gölgesinde
Duymadı kimse bizi
sesiz ve derinden kapandı kapılar
Duvar duvar üstümüze





SEZEN EREN TUNAKAN 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder