KIYAMET KİTABESİ
bütün peygamberler oraları terk etti
bitti bütün vaatler
tekinsiz karanlıkta kördüğüm oldu yollar
güneşin ölümüne şahit oldu sömelek çocukları
artık güneşsiz bir dünyada yaşayacak doğacak olanlar
alışır mı karanlığa gözleri
bunu konuşuyor köşe başlarında etliye sütlüye karışmayanlar
herkesin sorusu şuydu
peki güneşe ne oldu
ne yaptık biz ona
fahişelerin ve zındıkların başlarına
kutsal peygamberlik nuruna benzer
ışıklar taktı birileri
dağıldı dağlardaki sürüler
ve çoban çok geç anladı
artık kavalının ötmediğini
öylece kalakaldı ıssızda
nereye gideceğine bir türlü karar veremedi
belki hala oradadır
açlıktan ölmemişse oturduğu taşın üzerinde
peki neden doğmuyor güneş
çoban ne yaptı ki ona
ihtişamlı bir çürüme başladı
dans ediyor çürük kurtları
lağım fareleri şarkı söylüyor
kemiriyor böcekler kutsal kitapları
din adamlarının sesleri delik deşik çıkıyor bu yüzden
kevgire dönmüş yağlı sesleriyle hala devam ediyorlar dualarına
ne dedikleri anlaşılmaz oluyor seslerinin deliklerinden üğünürken heceler
hatta gülüşleri ve düşleri yiyen asalaklar yüzünden
gülüşler liyme liyme yüzlerden dökülüyor
gülüşler ne kusur işledi güneşe karşı
neden doğmuyor
baharat kokan zeytin kokan aşk kokan
şehirler yıkılmaya başladı
bilinmedik caniler doluştu umutların sokaklarına
yol kıyılarında ölmüş it leşlerinin
açılmış ağzının içinde kıvıldayan kurtlar gibi
sokak satıcılarının-türkücülerin-seslerine bile üşüştüler
kervan yollarını eşkıya kesmiş olmalı
çünkü türkü ve aşk gelmedi kaç gündür buralara
ayı yakalayıp şehrin meydanında çırılçıplak oynatmışlar
fısıltıyla yayıldı böylesi haberler
ve rüzgar ürküp kaçtı uzak bir yerlere
başları sımsıkı kapalı yüzleri peçeli kızlar
donlarını çıkartıp dolaşmaya başladı ortalıkta
tam bir rezalet
karanlıktı
karanlık keskin bir bıçak kadar ölüm taşıyordu
dün kol kola dolaşan arkadaşlar
köşe başlarında birbirini katletti
ve kandan uykulara yattı kalanlar
kandan döşeklerde
çocukların yüreklerine saklandı Tarık suresi
bir adam içindeki eşiği söktü ölürken
uzattı yarine ve dedi ki
aslında bu eşikten varılan sendin
sana açılıyordu içimdeki kapılar
bir adam dedi ki
bir başka yurt aradım bunca ömrümde
dolaştım o diyardan bu diyara
meğer asıl diyar ya özgürlük ya ölümmüş
lakin özgür olmayan bir dünyada ölmek kurtuluş değil
cellatlar susturdu ölüleri
dünyanın kulaklarına kurşun döktüler
tarihin bütün kazanımları
insan hakları hayan hakları kadın erkek çoluk çocuk hakları
bütün haklar seyre çıktı bir çağın göçüşünü
oysa aşk nerede ve ne zaman göçerse göçsün
bütün çağlardır devrilen karanlığa
zulum öyle bir vurdu ki aşka
devrildi bütün çağlar
güneşin doğmama nedeni bu olmalıydı
ADNAN DURMAZ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder