Emeğin Sanatı E-Dergi 169. Sayı Yeni Kanalında

14 Eylül 2011 Çarşamba

TAN DOĞAN: çıkmazda




adımlarım küçüldü köşe başından sonra

bir it titriyor çıkmazında gecenin -duyuyorum

ay da yok ki gölgemi izleyim

eskil daldan düştü bir kızıl yaprak -kördüm köz olmasa yüreğim

göz göze geldik ıslak tüylü kediyle

(tanırım acıyı anlatan bakışları: adım tarih)

yandı birden bir çift ayağım -kana bulanmış sokaktı ‘hayat’-

elimden tutardı annem çocuk olsaydım

sustum bir ıslık çalarak kendime

bıçaktandı bir taşı yaran çentik -soğuktu ve ölümcül

kucaklasa dilime deyen çınar gıkım çıkmaz çürüğünde büyürdüm

bir de servi dağladı içimi

(mezarlık mı burası ne: ruhuma üfleyen ney’i

tevfik mi)

bu havuz da nerden çıktı karşıma

ne anlatır parlaklığı bir kuğunun

ey yârimyâr: bilirsin hüznüm bitmez ömrümce

titreyen canımda şimdi bir ağıt -ağır olur tortusu zamanın-

karanlıkla aşık atmak âşık işi

bir kenara sinsem babama ayıp (dirilir ölü sözü:

“ben sana böyle mi öğrettim”)

bu kuyu da nerden geldi aklıma

ne anlatır derken konfüçyüs

“derin değil ip kısa”

nasıl da önüme düştü ateş böceği

-köşe başından beri derdimle-

dünyaya yazılmış ayna avuç açıyor

falına bakacağım -gayr çingene benem-

saçlarını tarıyor salkımsöğüt çatlak yüzünde

yüzümde çoğalırken suskunun rengi

ellerim küçülüyor daha da



son adımım da geceye gelin gitti




TAN DOĞAN

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder