GELDİM SANA SÜVEYDA
RESİM: ADNAN DURMAZ
Dün akşam sularında
Kuşluk süslenirken geceye
İsterdim görmeni
Nazlı mı nazlı
Bir fırtına sonrası say
Sana gelişimi
Kuşluk süslenirken geceye
İsterdim görmeni
Nazlı mı nazlı
Bir fırtına sonrası say
Sana gelişimi
Cemre kolları suda
Tutuşmuş yamaçların alevi
Günlerden nevruz
Al kısrak yelesi ellerimde
Rengi kan kırmızı
Yamaçlarından geçip fıratın
Gelmişim sana
Tutuşmuş yamaçların alevi
Günlerden nevruz
Al kısrak yelesi ellerimde
Rengi kan kırmızı
Yamaçlarından geçip fıratın
Gelmişim sana
Yutkunan sesim analar ağıdında
Çeker zılgıtı
Her bahar tekrarında
Karışırken gök kuşağın rengi
Gel baharın umuduna
Asırların hasretinde
Gelmişim sana
Çeker zılgıtı
Her bahar tekrarında
Karışırken gök kuşağın rengi
Gel baharın umuduna
Asırların hasretinde
Gelmişim sana
Titreyen şafak direnciyle
Asi fırat
Zifiri karanlıklar ortasından
Aşk taşır doğuya doğru
Rüzgarın yelesinde şiir sesine
Sevdalar giyindirerek
Geldim sana Suveyda
Asi fırat
Zifiri karanlıklar ortasından
Aşk taşır doğuya doğru
Rüzgarın yelesinde şiir sesine
Sevdalar giyindirerek
Geldim sana Suveyda
HAMZA İNCE
HÜZNÜN KOKUSUNA ÇAĞRILI SANKİ
vaktidir desem
taş kaplı yollarda üşür izimiz
seni aramak köşe bucak
hüznün kokusuna çağırılı sanki
kapattım gözlerimi
uçuşuyor karanfiller
gülümse gülümsedikçe güzel
geçmişe bir adım bir adım daha
düşler sokağında sefilce selamın kime
ağlayan çocuklar son kez bakar gibi annesine
geceye yakışan sessizlik
hayra suskun endişeli
ellerini uzatıyor onlar karanfile
sabaha çok var
kimbilir bu sokaktan geçeceğini güzel kadınların
asil diyorsun boy pos güzellik
erken evlilikten uzak
ekmek kadar kutsal
emek kadar yüce
nasibini almadan artı dörtlerden
kim diyecekse desin bakalım haydi eve
sokakları karartıyorlar
çevreleri soğuk
hep hüznü çağrıştıran manzara
süslere günah zırhı
alışkın değilse de yürekler kine
perişan gaddar hazımsız
emevi hırsınca muaviye
çirkinlikler tünelinde hasret komşu komşuya
unuttuk hasret çoğaltan trenleri
bakışını dostlukların
ne kadar zindan akşam çayırları
kırda tükenmiş soluğu özgürlüğün
senin hatırında saçları at kuyruklu kızlar
şen kahkahalar ve dün
göz ve yürek bütünleşmesi zavallı şimdilerde
binlerce yıl çağ gerisi
bir iplik kırk yama acımasızlığı fazladan
insana yakıştırılan hırs kin taliban
işte meydan işte çağ
buyursun güzellik arayan
mağra kuytusu mezar artığı antikalar
can yangısı oku duvar resmi acıyan
huzur bu mu kendine yoksul
uğraşı sadece saç sakal
cehlin cesareti sırtında yaban eli
yakışıp yakışmadığı sorulmadan
ağzı laf yapan sadece boş lafazan
medet ummak işsiz güçsüz kafalardan
sorunlar bildiğimiz hayati
yevmiyesi kıt huzurdan bihaber
gözlerin ufukta olsun
aldırma karanlığına gecenin
sen ateşi yak yeter
taş kaplı yollarda üşür izimiz
seni aramak köşe bucak
hüznün kokusuna çağırılı sanki
kapattım gözlerimi
uçuşuyor karanfiller
gülümse gülümsedikçe güzel
geçmişe bir adım bir adım daha
düşler sokağında sefilce selamın kime
ağlayan çocuklar son kez bakar gibi annesine
geceye yakışan sessizlik
hayra suskun endişeli
ellerini uzatıyor onlar karanfile
sabaha çok var
kimbilir bu sokaktan geçeceğini güzel kadınların
asil diyorsun boy pos güzellik
erken evlilikten uzak
ekmek kadar kutsal
emek kadar yüce
nasibini almadan artı dörtlerden
kim diyecekse desin bakalım haydi eve
sokakları karartıyorlar
çevreleri soğuk
hep hüznü çağrıştıran manzara
süslere günah zırhı
alışkın değilse de yürekler kine
perişan gaddar hazımsız
emevi hırsınca muaviye
çirkinlikler tünelinde hasret komşu komşuya
unuttuk hasret çoğaltan trenleri
bakışını dostlukların
ne kadar zindan akşam çayırları
kırda tükenmiş soluğu özgürlüğün
senin hatırında saçları at kuyruklu kızlar
şen kahkahalar ve dün
göz ve yürek bütünleşmesi zavallı şimdilerde
binlerce yıl çağ gerisi
bir iplik kırk yama acımasızlığı fazladan
insana yakıştırılan hırs kin taliban
işte meydan işte çağ
buyursun güzellik arayan
mağra kuytusu mezar artığı antikalar
can yangısı oku duvar resmi acıyan
huzur bu mu kendine yoksul
uğraşı sadece saç sakal
cehlin cesareti sırtında yaban eli
yakışıp yakışmadığı sorulmadan
ağzı laf yapan sadece boş lafazan
medet ummak işsiz güçsüz kafalardan
sorunlar bildiğimiz hayati
yevmiyesi kıt huzurdan bihaber
gözlerin ufukta olsun
aldırma karanlığına gecenin
sen ateşi yak yeter
BEKİR KOÇAK
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder