İNCECİK BİR YERİNDEN TUTUN ZAMANA
uzaklar yok yürekler tavındaysa sevginin
incecik bir yerinden tutun zamana
o rüzgâr esmesin dalgınlıklarının köşebaşında
o yağmur yağmasın... tutuşur yorgunluğum
deli yürek- arsız güre
yine sağnak sağnağa
doludizgin
ve terli
ve cümle burçlarıyla yıldız ormanı gök
yine burcu burcu sesin
ebruli - düş nakışlı
ebemkuşağı sevginin
kurumuş ırmak yataklarında
türkü sekişli
uzaklar uzak değil
yine aynı Ankara
isyan ve sevda
yürekler çarmıhlanıp
sevdalar satılmamış
güvenler tırpanlanıp
coşkular atılmamış kaldırımlara
ellerinin dokunduğu yerdeyim
en ince yerinden tutun zamana
gülüşünün kıvrımında
yediveren gül açardı bir zaman
yitik sevinçlerden bana şarkılar söyle
çelmelenmiş coşkuların dönüştüğü hüznü sor
hiç gizlenme sen o'sun
küllerin altında kor
düşe kalka bir geçmiş
gülüşlere gölge verir biliriz
ne yaşasan silinmez
gözyaşından kalan iz
bir şeyler kalırsa soracak
duran taşa-uçan kuşa
türkünü hüzne bölersin
yüzünü unutuşa...
vakit Ankara vakti
'o iyi insanlar
o güzel atlara
binip 'gitmemişler daha
bir deli kasırga savurur saçlarını
toy yürekli bir taysın
bütün ölümlere alesta
aşındırır küstah zaman taşları
yeni yeni dallar sürdün
başka bakışlar büyüdü gözlerinde
gülüşler geliştirdin
değiştin
'o iyi insanlar
o güzel atlara
binip gitti '
başka baharlardan
çiçekler topladın ömrüne
başkalaştı sözcükler
ve başka insanların dünyasında
başka birisin
onlar uzaklara gitti
yabadan yapılmış elleri
ateşten yontulmuş yüzleri silindi
sırtlarında onca yılın yalnızlığı
sevdalar cemresiz kaldı onlar olmadan
gün dönmedi
atları öldü
yaya kaldılar
ama küllerinin altındaki kor
hiç sönmedi
kendilerini yargıladılar uzunca zaman
başka kimliklerle dolaştılar başka kentlerde
yargısız infazlarda gitti kimisi
kimisi işkencede-darağacında
kimisi taşları çürütüp çıktı
yürüdüler yapayalnız yollarda
gözlerinde alev alev bir keder
ve yerli yerinde yıldızlar
sular geceleri aynı türküyü söyler
bir sen kaldın
para-makam-lüks-tantana-kariyer
oysa tutuşmağa hazır bir yangın
yüreğinde yığın yığın
bizden bir şeyler
ince bir yerinden tutun zamana
ellerini uzattığın yerde
yüreğim yediveren
türkümü dinlersen o rüzgâr eser
tutuşur kül altındaki kor yeni baştan
sen bulvara çıkarsan
savrulur saçların
o güzel atların nal sesleri duyulur
sensiz eksik kalır bir şeyler
bir türkü çiçeğe durmaz
bir su sendeler
sığınaksız kalır yağmur
hadi çık alanlara
hadi gel saçlarını savurarak
bizi tamamla...
ADNAN DURMAZ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder