ZOZANDA BİR DELİ
-büyük bir taşın bile
yerli yerine oturması için
küçücük bir taşa ihtiyacı vardı-
zozanda bir deli
ağlamayı kesti birden
haritayı çıkarıp serdi xonçaya
dedi, ne var dünyada
elini koydu üsüne
işte, burası Amerika, Avustralya
burası Asya, Afrika
burası Avrupa
aha burası da Antartika
batasıca
denizlerde biraz zorlandı
kulaç atarken yan yan
ama yarım saatte turladı dünyayı
çekildi köşesine, oturdu
mutlu musun dediler
gözlerini çevirdi
dedi, he ya
dünya ayaklarımın altında
bildiği sınırlar vardı
tarlaların arasında
baba-dededen kalma
bilmediği, tabelalar
köyden kente yol veren
denize sıfır gökdelenler
başı dumanlı dağlar
ve iki yakasında sınırın
asker-polis kaynardı
zozanda bir merx
ve yapayalnız bir deli
koca bir yaylaya bakardı
nede heybetli
nede misafirperverdi
böceğe, kurda-kuşa
hele ki insana
bir türlü sarılmayan yara
kabuk bağlamak yerine
nasıl da kanardı
boğazda bir orman
dağlara açılmış vadilerle
koyu yeşil bir örtü
orman ki
varınca ancak sırrını verirdi
kırılmış bir ağaç
bir kuru kök
ve yan yatmış kalaslar
zozana yan bakardı
ERCAN CENGİZ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder